54Hani Mûsa, kavmine şöyle demişti: Ey kavmim, şüphesiz siz buzağıyı ilâh edinmekle kendi nefislerinize haksızlık ettiniz. Öyleyse Yaradanınıza tevbe ediniz ve kendi nefislerinizi öldürünüz. İşte bu, Yaradanınız katında sizin için daha hayırlıdır. Allah da tevbenizi kabul etti. Şüphesiz o, evet o, tevbeleri çok kabul eden, çok merhamet edendir. "Hani Mûsa kavmine şöyle demişti: Ey kavmim, siz buzağıyı ilâh edinmekle kendi nefislerinize haksızlık ettiniz. Öyleyse Yaradanınıza tevbe ediniz". Tevbeye ve sizi Yaradana dönmeye azmedin. O ki, sizi dengesizlikten beri olarak yarattı ve sizi değişik suret ve şekillerle birbirinizden ayırdı. Beraet terkibinin aslı ya bir şeyi bir şeyden kurtarmak içindir, Meselâ beriel maridü min maradihi velmedyunu min deynihi (hasta hastalığından, borçlu borcundan kurtuldu) denir. Ya da yapmak (yaratmak) içindir, Meselâ bereallahu ademe minet tini (Allah Âdem'i çamurdan yarattı) gibi. Ya da tevbe edin "nefislerinizi öldürün” tevbenizi tamamlamak için, bu da ya intihar etmekle ya da şehvetleri kesmekle olur. Nitekim: Kim nefsine azâp etmezse ona sefa sürdürmez ve kim onu öldürmezse onu diriltmez, denilmiştir. Şöyle de denilmiştir: Birbirlerini öldürmekle emrolundular. Şöyle de denilmiştir: Buzağıya tapmayanlar tapanları öldürmekle emrolundular. Rivâyete göre adam yakınlarını görür ve Allah’ın bu emrini yerine getiremezdi. Bunun üzerine Allah bir sis ve kara bir bulut gönderdi, birbirlerini göremediler. Sabahtan akşama kadar birbirlerini öldürmeye başladılar, nihayet Mûsa ve Hârûn dua ettiler, bulut açıldı, tevbe emri indi. Ölüler de yetmiş bin olmuş idi. İlk fe sebebiyet, ikincisi de takip içindir. "İşte bu, Yaradanınız katında sizin için daha iyidir” çünkü o, şirkten temizlenme ve ebedî hayata ve sonsuz neşeye kavuşmadır. "Fetabe aleyküm” bu da mahzûfa bağlıdır, eğer bunu Mûsa aleyhisselâm'ın onlara sözü kabul edersen, takdiri de şöyledir: İn fealtüm mâ ümirtüm bihi fekad tabe aleyküm. Ve mahzûfa ma’tûftur, eğer onu üslup değiştirerek Allah'ın onlara hitabı kabul edersen, sanki şöyle demiş olur: fefealtüm mâ ümirtüm bihi fetabe aleyküm bariüküm (size emrolunanı yaptınız, Yaradan'mız da tevbenizi kabul etti). Bari'nin zikredilmesi ve işin ona bağlanması, onların cehaletin ve ahmaklığın son kertesine vardıklarını gösterir, öyle ki, hikmet sâhibi Yaradanlarma ibâdeti bıraktılar, ahmaklıkta darb-ı mesel hâline gelene (öküze) tapmaya başladılar. Bunda şu da vardır ki, bir kimse gerçek nimet vereni tanımazsa, elinden alınmaya müstahak olur. Bunun içindir ki, öldürmek ve insan binasını yıkmakla emrolundular. "Şüphesiz o, evet o, tevbeleri çok kabul eden, çok merhamet edendir". Yani tevbeye çok muvaffak kılar yahut günahkârlardan çok kabul eder ve aşırı nimet verir. |
﴾ 54 ﴿