87Yemin olsun ki, Mûsa'ya kitabı verdik ve ondan sonra peygamberleri birbirinin ardından gönderdik. Meryem oğlu Îsa'ya mu'cizeler verdik ve onu Rûhu'l - Kuds ile destekledik. Demek ne zaman size bir peygamber hoşunuza gitmeyen bir şey getirse, kibirlenmek isteyeceksiniz. Kimilerini yalanladınız, kimilerini de öldürüyorsunuz. "Yemin olsun ki, Mûsa'ya kitabı verdik” Tevrat'ı "ve ondan sonra peygamberleri birbiri ardından gönderdik” yani elçileri onun izinden gönderdik, tıpkı: "Sonra elçilerimizi arka arkaya gönderdik” (Mü'minun: 44) âyeti gibi. Kaffahu arkasından göndermektir, kaffahu bihi de arkasına takmaktır ki, kafa'dan gelir, zennebehu (kuyruk takmak) zenep'ten geldiği gibi. "Meryem oğlu Îsa'ya da belgeler verdik” açık mu'cizeler verdik, Meselâ ölüleri diriltmek, anadan doğma gözsüzleri ve alaca hastalarını iyileştirmek, gâipten haber vermek gibi ya da İncil'i verdik. Îsa'nın İbranice'si Yesu'dur, Meryem de hizmetçi manasınadır. O da İbranice erkekleri çok ziyaret eden kadın demektir, nitekim zîr de kadınları çok ziyaret eden erkek demektir. Şâir Ru'be de şöyle demiştir: Meryem'i ulaşmayan Zîr’e dedim ki,. Meryem'in vezni mef'aldir, çünkü fâ'yel vezni sâbit değildir. "Eyyednahu” onu takviye ettik demektir. Hemzenin meddi ile âyednahu da okunmuştur. "Rûhu'l - Kudüs ile” kutsal rûh ile demektir. Tıpkı: Hatimul cud (cömert Hatim) ve recülü sıdk (doğru adam) gibi. Bundan Cebrâîl'i ya da Îsa'nın ruhunu murat etmiştir. İkisine de selâm olsun. Îsa'ya bu sıfatın verilmesi şeytanın dokunmasından temiz olduğu ya da Allahü teâlâ’nın yanında kıymetli olduğu içindir. Bu sebepledir ki, onu yüce zatına nispet etmiştir "kendi ruhundan” (Nisa: 171). Ya da hayızlı rahimlerde kalmadığı içindir. Yahut kutsal ruhtan İncil'i veyahut okuyarak ölüleri dirilttiği ism-i azamı murat etmiştir. İbn Kesîr, Kur'ân'ın her yerinde dal'ın sükûnu ile Kuds okumuştur. "Efe küllema câeküm Resûlün bima lâ tehva enfüsüküm” bima lâ tehva, bima lâ tuhibbuhu (sevmediğiniz) demektir. Heviye kesre ile heven sevmektir. Fetha ile heva hüviyyen de yardan düşmektir. Atıf edâtı olan fe ile ma’tûfun aleyhinin (velekad ateyna musel kitabe...) arasına hemzenin girmesi, onları hemen bu davranışlarından dolayı kınamak ve hâllerine şaşmak içindir. Cümlenin istinaf (yeni söz başı) olması da muhtemeldir, o zaman fe hemzeden sonra takdir edilen atıf için olur. "Kibirlenmek isteyeceksiniz” îmandan ve peygamberlere tâbi olmaktan. (Kimini yalanladınız) Mûsa ile Îsa gibi, ikisine de selâm olsun. Bu fe de ya sebep için ya da illet içindir. "Kimilerini de öldürüyorsunuz” Meselâ Zekeriyya ve Yahya gibi. Muzâri sigası ile (taktulun) demesi geçmiş hâlin hikayesini akıllara getirmek içindir Çünkü durum çok fecidir, bir de âyet sonlarına riayet içindir. Ya da sizin de şimdi o hâlde olmanızdan dolayıdır. Zira sizler de Muhammed'i öldürmek için etrafında dolaşıp duruyorsunuz, fakat ben onu koruyacağım. Onun içindir ki, ona büyü yaptınız ve zehirli et yedirdiniz. |
﴾ 87 ﴿