155

Sözlerinden dönmeleri, Allah'ın âyetlerini inkâr etmeleri, peygamberleri haksız yere öldürmeleri ve:

"Kalplerimiz perdelidir” demeleri sebebiyle (onlara 'net ettik). Hayır, Allah küfürleri yüzünden onların kalplerini mühürlemiştir. Artık pek azı hariç îman etmezler.

 (Sözlerinden dönmeleri sebebiyle) yani muhalefet edip sözlerinden dönünce biz de onlara yapacağımızı yaptık, demektir.

"Mâ” edâtı te'kit için ziyade kılınmıştır, be de mahzûf fiile mütealliktir,

"harremna aleyhim tayyibatin"e mütaallik olması da câizdir. O zaman haram kılınma; sözü bozma ve ona "fibizulmin"e (Nisa: 160) kadar ona atfedilen şeyler sebebi ile olmuş olur; bel tabaallahu aleyha'nın delâlet ettiği layüminun ile değil. Çünkü o "kalplerimiz perdelidir” kavline reddiyedir. Bu durumda min mecrûra ma’tûf ve kavlihim'in sılasıdır; o sebeple kendini cer edende amel etmez.

"Allah'ın âyetlerini inkâr etmeleri sebebiyle” Kur'ân'ı yahut kitaplarındakini "peygamberleri haksız yere öldürmeleri ve "kalplerimiz perdelidir” demeleri sebebiyle. Kalplerimiz ilimlerin kabıdır yahut bizi davet ettiğiniz şeye kapalıdır, demektir.

"Hayır, Allah küfürleri yüzünden onların kalplerini mühürlemiş” onları ilimden perdelemiştir yahut onları âyetleri düşünmekten ve vaazlardan öğüt almaktan men etmiştir.

"Artık pek azı hariç îman etmezler” hariç olanlar Abdullah b. Selâm ile arkadaşlarıdır ya da az îman ederler, çünkü eksik olduğu için ona itibar edilmez.

155 ﴿