4Sana kendilerine neyin helâl edildiğini sorarlar. De ki: Size temiz şeyler helâl edilmiştir. Allah'ın size öğrettiklerinden öğretip yetiştirdiğiniz avcı hayvanların size tutuverdiklerinden yiyin ve üzerine besmele çekin. Allah'tan korkun. Şüphesiz Allah, hesabı çabuk görendir. (Sana kendilerine neyin helâl edildiğini sorarlar) sormak demek manasını içerdiğinden cümlenin başına gelmesi câiz görülmüştür (seele maddesinin kullanılışı ile ilgili bir kural). "Maza” hakkında da yukarıda bilgi verilmiştir. Onlara deyip de bize dememesi "yes'eluneke"nin gâip siygası ile kullamlmasındandır. Bu gibi yerlerde her iki şekil de câizdir. Sorulan şey kendilerine helâl edilen yiyeceklerdir, sanki onlara haram edilenler okununca, helâl edilenleri de sormuş gibi oldular. "De ki: Size temiz şeyler helâl edilmiştir". Sağlam karakterlerin pis görmediği ve ondan tiksinmediği şeylerdir. Bunun mefhum-ı muhâlifinden Arapların pis gördüğü şeylerin haram olmasıdır. Ya da temiz şeyler, haramlığma Nâs veyahut kıyas olmayan yiyeceklerdir. (Avcı hayvanlardan öğrettiğiniz şeyler) bu da tayyibat'a atıftır, eğer "mâ” mevsûle sayılırsa, takdiri de: Ve saydu mâ allemtüm demektir. Şart cümlesidir, eğer (mâ) şart kabul edilirse, cevabı da "fekülu"dur. Cevarih dört ayaklı canavarlardan yahut kanatlı kuşlardan sâhibi için avlanan yırtıcılardır, "mükellibine” onlara avlanmayı öğreten kimseler olarak demektir. Mükellib vahşi hayvanları eğiten ve onları ava alıştıran kimsedir. Kelb kökünden gelir, çünkü eğitmek en çok onda etki eder ya da bütün canavarlara köpek denilmesindendir. Çünkü aleyhisselâm Efendimiz: Allah'ım, ona köpeklerinden birini musallat et, buyurmuştur. Mensûb olması da "allemtüm"den hâl olması iledir, faydası da o ilmi ileri derecede bilmesidir. "Tüallimunehünne” bu da ikinci hâl’dir ya da yeni söz başıdır. "Allah'ın size öğrettiklerinden” hilelerden ve eğitim tekniklerinden. Çünkü onları bilmek Allahü teâlâ'nın ilhamındandır ya da onun bir vergisi olan akılla kazanılır. Ya da Allah'ın size öğrettiklerinden demek, sâhibinin salıvermesi ile avın ardına düşmesi, çağırması ile geri gelmesi ve avı tutup ondan yememesidir. "Size tutuverdiklerinden yiyin” o da ondan yememesidir, çünkü aleyhis-salâtü ves-selâm Efendimiz'!, Adiy bin Hatim'e: Eğer ondan yerse sen yeme, çünkü onu kendisi için yakalamıştır, buyurmuştur. Fakihlerin çoğunluğu bu görüştedirler. Bazıları da: Yırtıcı kuşlarda bu şart değildir, çünkü onları bu şekilde eğitmek zordur, demişlerdir. Başkaları da: Bu hiç şart değildir, demişlerdir. (Üzerine besmele çekin) zamir öğrettiğiniz şeylere gider, mana da: Onu salıverirken yahut sizin için tuttukları zaman demektir ki, boğazlamaya yetiştiğiniz zaman bismillah deyin şeklindedir. "Allah'tan korkun” haram ettiği şeylerde. "Şüphesiz Allah, hesabı çabuk görendir” sizi büyüğünden ve küçüğünden sorumlu tutar. |
﴾ 4 ﴿