53Sebebi şu ki, Allah bir topluma lütfettiği bir nimeti onlar kendilerindeki o şeyi değiştirmedikçe değiştirmez. Şüphesiz Allah, hakkıyla işiten, her şeyi bilendir. (İşte bu) başlarına gelen şeye işarettir, "Allah bir kavme lütfettiği bir nimeti değiştirecek değildir” onu gazaba çevirecek değildir "Tâ ki, kendilerindeki o şeyi değiştirmedikçe” kendilerindeki o hâli daha kötü bir hâle değiştirmedikçe. Meselâ Kureyş'in sıla-i rahim yapmayı ve âyet ve peygamberlere sataşmayı terk etmeyi Peygambere ve ona tâbi olanlara düşmanlıkla değiştirmeleri, kanlarını akıtmaları, Allah’ın âyetlerini yalanlayıp onlarla alay etmeye ve onun gönderilmesinden sonra icat ettikleri şeylere çevirmeleri gibi. Sebep hâllerini değiştirinceye kadar Allah'ın onlara verdiği nimeti değiştirmemesi değil, bilâkis bundan anlaşılan şeydir, o da Allahü teâlâ'nın onlar ne zaman hâllerini değiştirirlerse onu değiştirme adetinin öyle devam etmesidir. Âyette geçen "yekü"nün aslı yekunu idi; cezm'den dolayı hareke hazf edildi, sonra da iki sâkin birleştiği için vâv hazf edildi. Sonra da yumuşak harflere benzediği için hafiflik gayesiyle nûn da hazfedildi. "Şüphesiz Allah, hakkıyla işitendir” dediklerini "bilendir” yaptıklarını. |
﴾ 53 ﴿