7

 O Allah ki, gökleri ve yeri altı günde yarattı. Arş'i su üzerinde idi. Bunu da hanginizin ameli daha güzeldir diye sizi denemek için yaptı. Yemin olsun ki, eğer onlara "şüphesiz siz ölümden sonra diriltileceksiniz” desen, kâfirler mutlaka "bu ancak apaçık bir sihirdir,” derler.

"O ki, gökleri ve yeri altı günde yarattı” yani o ikisini ve içindekileri yarattı, nitekim bunun açıklaması A'raf sûresinde geçmiştir.

Ya da yukarı ve aşağı cihettekileri demektir. Göklerin çoğul olup da yerin olmaması yukarıdakilerde farkın bizzat ve esastan olup aşağılarda olmamasındandır.

"Arş'ı su üzerinde idi” bu ikisini yaratmadan önce, ikisinin arasında perde yoktu. Yoksa Arş'ı suyun üzerinde idi demek değildir. Bundan boşluğun (fezanın) mümkün olduğu ve suyun da Arş'ten sonra bu alemdeki nesnelerden ilk yaratılan (arke) olduğu sonucu çıkarılmıştır. Bunu Allah en iyi bilir. (Sizi denemek için) bu da "halaka"ya mütealliktir yani bunu nasıl yapıyorsunuz diye hâllerini denemek ister gibi yaptı. Çünkü bunların hepsi varlığınız, geçiminiz ve amellerinizin ihtiyaç duyduğu şeyler için sebep ve maddelerdir ve delil getireceğiniz ve onlardan hüküm çıkaracağınız delil ve emarelerdir.

"Belva” fiilinin amelden düşmesi ondaki ilim manasındandır, çünkü bakmak ve dinlemek gibi ona gidecek yoldur. Tafdil ve her iki mükellef fırkanın iyisini ve kötüsünü içine alan deneme sıgasını kullanması, güzelliklerin en güzeline teşvik etmek ve daima ilim ve amel mertebelerinde yükselmek içindir. Çünkü amelden maksat kalp ve organların amelini içine alan genel şeydir. Bunun içindir ki, Peygamber sallallahü aleyhi ve sellem "hanginiz akılca daha güzel, Allah'ın haramlarından daha çok sakınan ve Allah’ın taatına daha hızlı koşandır, bilmek için” buyurmuştur. Mana da hanginizin aklı ve ilmi daha mükemmeldir demektir.

"Yemin olsun ki, eğer onlara "şüphesiz siz ölümden sonra diriltileceksiniz” desen, kâfirler "mutlaka: Bu apaçık bir sihirdir, derler". Yani öldükten sonra dirilme yahut bunu söyleme yahut bunu içine alan Kur'ân aldatmacalıkta veya batıllıkta başka değil ancak sihir gibidir, derler. Hamze ile Kisâî, diyene işaretle "illâ sahirün” okumuşlardır. Feth ile "enneküm” de okunmuştur ki, bu da kulte'ye "zekerte” manasını vermekledir yahut da "en"in aile (belki) manasına olması mülah az asıyladır. Yani, belki siz dirileceksiniz, dirilmenizi bekleyin, inkâr etmek için kesip atmayın, desen bunu daha çok reddetmek için gerçek alemde karşılığı olmayan bir şey sayarlardı.

7 ﴿