20İşte onlar yeryüzünde bizi aciz bırakamazlar ve onlar için Allah'tan başka dostlar yoktur. Onların azapları katlanır. Çünkü onlar hakkı dinleyemiyor ve onu göremiyorlardı. "İşte onlar yeryüzünde bizi aciz bırakamazlar” yani dünyada Allah'ı kendilerine azâp etmekten aciz bırakamazlar demektir. "Ve onlar için Allah'tan başka dostlar yoktur” azaplarına mani olacak dostları. Onları bugüne bırakmıştır ki, azapları daha çetin ve sürekli olsun. (Onların azapları katlanır) yeni söz başıdır. İbn Kesîr, İbn Âmir ve Ya'kûb şedde ile "yuda'afu” okumuşlardır. "Çünkü onlar hakkı dinleyemiyordu” haktan sağır oldukları ve ona buğz ettikleri için. "Ve onu göremiyorlardı” Allah'ın âyetlerini görmek istemediklerinden. Sanki bu, azabın katlanma sebebidir. Şöyle de denilmiştir: Bu "onlar için Allah'tan başka dostlar yoktur” kavlindeki dostluğun olmamasının açıklamasıdır. Çünkü duymayan ve görmeyen dost olamaz (etkili olamaz). "Onlar için azâp katlanır” sözü de ara cümlesidir. |
﴾ 20 ﴿