112O hâlde emrolunduğun gibi doğru ol. Seninle beraber tevbe edenler de öyle olsunlar. Taşkınlık etmeyin. Çünkü o, yaptıklarınızı görücüdür. "O hâlde emrolunduğun gibi doğru ol". Tevhid ve peygamberlikte ihtilâf edenlerin durumunu açıklayıp da vaat ve tehdidi açıklamada uzun uzadıya bilgi verince, Resûlü sallallahü aleyhi ve sellem'e onlara uymasını emrettiği gibi doğru olmasını da emretti. Bu, akaitte doğruluğu içine alır Meselâ Allah'ı insana benzetmekle fonksiyonsuz bırakmanın ortasında olmak gibi ki, o zaman ameller iki uç noktadan korunmuş olur. Amellerde de doğruluğu içine alır ki, vahyi tebliğ etmek, şer'i hükümleri indirildiği gibi açıklamak ve ibâdet vazifelerini hukuksuzluğa varacak şekilde ifrat ve tefrite kaçmadan yerine getirmek gibi. Bunlar gayet zor şeylerdir. Bunun içindir ki, aleyhis-salâtü ves-selâm Efendimiz: Beni Hûd sûresi kocalttı, buyurmuştur. "Seninle beraber tevbe edenler de” şirkten ve küfürden tevbe edenler ve seninle beraber îman edenler. Bu da "istekım"deki gizli zamire atıftır, ayrı bir şeyle te'kit edilmese de fasılın onun yerine geçmesinden ötürü câiz görülmüştür. "Taşkınlık etmeyin” haddi aşmayın "çünkü o, yaptıklarınızı görmektedir” size karşılığını verecektir. Bu, emrin ve yasağın gerekçesi durumundadır. Âyette üzerinde tasarruf yapmadan ve kıyas ve ihtihsan (hakkını almada ısrar) gibi şeylere sapmadan naslara tâbi olmaya delil vardır. |
﴾ 112 ﴿