6

 Hani Mûsa, kavmine şöyle demişti: Allah'ın size olan nimetini hatırlayın. Çünkü sizi Fir'avn hanedanından kurtarmıştı. Size azabın kötüsünü reva görüyor; oğullarınızı kesiyor ve kadınlarınızı sağ bırakıyorlardı. Bunda da Rabbinizden size büyük bir imtihan vardı.

"Hani Mûsa, kavmine şöyle demişti: Allah'ın size olan nimetini hatırlayın. Çünkü sizi Fir'avn hanedanından kurtarmıştı” yani sizi ondan kurtardığı vakitteki nimetini hatırlayın demektir.

"İz"in (üzküru ile mensûb olması gibi) "aleyküm” ile mensûb olması da câizdir, bu da zarf müstakar sayılır ve nimetin sılası olmazsa böyledir. Bu da ondan nimet değil de bahşiş murat edildiği takdirdedir. Nimetullah'tan bedel-i istimal ile bedel olması câiz değildir.

"Size azabın kötüsünü reva görüyor; oğullarınızı kesiyor ve kadınlarınızı sağ bırakıyorlardı” bu cümleler âl-i fir'avn'dan yahut muhataplara giden zamirlerden çeşitli hâllerdir. Burada azaptan murat edilen de Bakara ve A'raf sûrelerindekinden başkadır. Çünkü orada kesmek ve öldürmekle tefsir edilmişti, burada ise kesmek azaba atfedilmiştir. Azâp ya cinstir yahut köle edilip zor işlerde çalıştırmaktır. (Bunda vardır) çünkü Allah'ın onlara güç vermesi ve onlara süre tanıması ile olmuştur "Rabbinizden size büyük bir imtihan vardır” ondan bir deneme vardır. İşaretin kurtarmaya râci olması câizdir. Beladan da nimet murat edilmiştir.

6 ﴿