17Onu yutmaya çalışır, fakat neredeyse boğazından geçiremez. Ölüm ona her yerden gelir de o ölmez. Onun arkasından da ağır bir azâp vardır. (Onu yutmaya çalışır) yutmak için kendini zorlar, bu da suyun sıfatıdır ya da "yuska"daki zamirden hâl’dir "fakat neredeyse boğazından geçiremez” geçirmeye yaklaşamaz da, artık nasıl geçirir, bilâkis boğazına takılır, azâbı uzar. Âyette geçen sevğ maddesi içecek şeyin boğazdan kolayca geçip nefsin onu kabul etmesidir. "Ölüm ona her yerden gelir” yakın sebepleri demektir ki, onu her taraftan kuşatır. Cesedinin her tarafından gelir de denilmiştir ki, saçlarının dibinden ve ayak parmaklarının ucundan demektir. "O ölmez” ki, kurtulsun. "Onun arkasında da vardır” yani önünde vardır "ağır bir azâp” yani her an içinde bulunduğu azaptan daha çetini ile karşılaşır. Bunun cehennemde ebedî kalmak olduğu da söylenmiştir. Nefesinin kesilmesi de denilmiştir. Şöyle de denilmiştir: Âyet peygamberler kıssası ile alakalı değildir. Mekke halkı hakkında inmiştir. Onlar fetih istediler ki, o da yağmurdur. Çünkü Allah onlara Resûlünün bedduası sonucunda kıtlık vermişti. Böylece umutlarım kursaklarında koydu ve onlara yağmur vermedi ve onları yağmur yerine cehennemde cerahat suyu içirmekle tehdit etti. |
﴾ 17 ﴿