88

Ama kim de îman eder ve iyi şey yaparsa, onun için en güzel bir mükâfat vardır ve ona işimizden kolayını diyeceğiz.

"Ama kim de îman eder ve iyi bir şey yaparsa” bu da îmanın gerektirdiği şey demektir,

"onun için vardır” iki dünyada "en güzel bir mükâfat vardır” Hamze, Kisâî, Ya'kûb ve Hafs cezaen'i tenvinli ve hâl olarak mensûb okumuşlardır ki, felehül mesubetül hüsna mecziyyen biha demektir ya da mukadder fiilinin hâli olarak okumuşlardır ki, yücza biha cezaen demektir ya da temyiz olarak böyle okumuşlardır. Tenvinsiz olarak mensûb da okunmuştur ki, tenvini iki sâkin cem ol duğu için hazf edilmiştir. Tenvinli ve Merfû' olarak da okunmuştur ki, o zaman mübteda olur, elhüsna da bedeli olur. îmma ve imma'nın seç me için de değil de taksim için olması da câizdir ki, onlarla durumun ya azâp etmek ya da iyilik etmek olsun demektir.

Birincisi küfürde ıs rar eden içindir, ikincisi de ondan tevbe eden içindir. Allah'ın ona ses lenmesi, eğer peygamber ise vahiy iledir, eğer başkası ise ilham iledir ya da bir peygamberin dili iledir.

"Ona işimizden kolayını diyeceğiz” emrimizden zor olmayanı demektir ki, takdiri za yüsrin demektir. İki zamme ile (yüsüren) de okunmuştur.

88 ﴿