26

Ye, iç, gözün aydın olsun. Eğer insanlardan bir kimseyi görürsen: Ben Rahmân'a oruç adadım; bugün kimse ile asla konuşmayacağım, de.

"Ye, iç” yani taze hurmalardan ye, dere suyundan iç ya da taze hurmadan ve suyundan.

"Ve karri aynen” gönlünü hoş tut, üzüntü nü at. Kesr ile kırri de okunmuştur ki, o da Necid lehçesidir. Karar'dan türetilmiştir, çünkü göz rûhu sevindirecek bir şey gördüğü zaman sakinleşir, başkasına bakmaz.

Ya da kurr'dan (soğuktan) gelir, zira sevinç gözyaşı soğuk, hüzün gözyaşı sıcaktır. Bunun içindir ki, sevilen şey için kurratül ayn, kötü şey için de suhnetül ayn denilmiştir.

"Eğer insanlardan bir kimseyi görürsen” yani bir adam görürsen demektir. Tereinne de okunmuştur ki, bu da lebbeytü bil hacci diyecek yerde lebbe'tü diyenin şivesine göredir. Çünkü hemze ile liyn harfinin ara sında kardeşlik (yakınlık) vardır.

"Ben Rahmân'a oruç adadım, de” samten (susma orucu) da denilmiştir ki, öyle de okunmuştur.

Ya da oruç demektir, onlar oruçlarında konuşmazlardı.

"Bugün kimse ile asla konuşmayacağım” adak ettiğimi size haber verdikten sonra; ben ancak meleklerle konuşurum ve Rabbime niyaz ederim.

Şöyle de denilmiştir: Adağını işaretle haber verdi ve Allah,ü teâlâ ona böyle emretti ki, kimse ile tartışmasın ve Îsa aleyhisselâm'ın konuşması ile yetinsin. Çünkü o, dil uzatanların dillerini kesmeye yeter.

26 ﴿