5Ey insanlar, eğer öldükten sonra dirilmeden bir şüphe içinde iseniz, şüphesiz biz sizi topraktan, sonra meniden, sonra kan pıh tısından, sonra da yaratılışı belli belirsiz bir çiğnem etten yarattık ki, size açıklayalım, diye. Dilediğimiz şeyi ana rahminde belli bir süreye kadar durduruyoruz. Sonra da sizi bir çocuk / bebek olarak çıkarıyoruz. Sonra da kuvvetinize ulaşmanız için. İçinizden kimi de ömrün en reziline döndürülüyor ki, bilginin ardından hiçbir şey bilmesin. Yeryüzünü kupkuru görürsün. Üzerine suyu indirdiğimiz zaman harekete geçer kabarır ve her göz alıcı çiftten bitirir. "Ey insanlar, eğer öldükten sonra dirilmeden bir şüphe için de iseniz” mümkün olmasından ve gücümün yettiğinden. Harekeli şekilde baas de okunmuştur ki, celeb veznindedir. "Şüphesiz biz sizi yarattık” yaratılmanızın nasıl başladığına bakın; o zaman şüphenizi giderir. Çünkü biz sizi yarattık "topraktan” Âdem'i ondan yaratmak lâ ya da meni'nin ondan oluştuğu gıdalardan, (sonra meniden) natf'tan gelir ki, dökmek demektir. "Sonra kan pıh tısından” donmuş kan parçasından, "sonra bir çiğnem etten” bir parça etten ki, çiğnem kadardır. "Yaratılışı belli, belirsiz” düzgün, eksiksiz ve kusursuz yahut sakat; yahut tam ve düşük; yahut şekilli ve şekilsiz demektir. "Size açıklayalım diye” bu aşamalarla kudret ve hikmetimizi ve şunu açıklayalım ki, bir defa değişimi, oluşumu ve bozulmayı kabul eden şey, başka bir defa da kabul eder ve onu daha önce değiş tirmeye ve şekillendirmeye gücü yetenin, ikinci kez de gücü yeter. Mef’ûlun (kudretimizin) hazf edilmesi, kudret ve hikmetinin söylemekle anlatılmayacağını göstermek içindir. "Sonra da dilediğimizi rahim lerde durduruyoruz” durmasını dilediğimizi "belli bir süreye kadar” o da doğum vaktidir. Onun da en azı altı aydır, en uzunu da dört yıldır. Nasb ile ve nukırrahu da okunmuştur. (Sonra da sizi bir bebek olarak çıkarıyoruz) bu da nasb ile okunabilir ki, o zaman nübeyyine'ye atfedilmiş olur. Sanki onları bu aşamalarla yaratması iki maksatladır: Kudretini göstermek ve rahimlerde durdur mak, sonunda doğsunlar da gelişsin ve mükellef hâle gelsin. Merfû' ve mensûb olarak ye ile (yukırru, yukırra) da okunmuştur. Nekurru da okunmuştur ki, bu da karartul mae'den (suyu dökmekten) gelir. Tıflen de hâl’dir, her biri manasına te'vil edilmiştir ya da cinse delâlet etti ği içindir yahut aslında mastar olduğu içindir. "Sonra da kuvvetinize ulaşmanız için” kuvvet ve akıl kemaline, eşüdd, şiddet'in çoğuludur, nimet ve en'um gibi. Sanki işi şiddetle yapmak manasınadır (sıktığı nın suyunu çıkarır). (İçinizde kimi öldü rülüyor) kuvvetine yetiştiği zaman yahut önce, yeteveffa şeklinde de okunmuştur ki, onu Allahü teâlâ öldürüyor, demektir. "İçinizden kimi de ömrün en reziline döndürülüyor” o da ihtiyarlık ve bunak lıktır. Mîm'in sükûnu ile (umr) da okunmuştur. "Bildikten sonra bir şey bilmesin diye” ilk çocukluktaki eksik akla ve kıt anlayışa dönsün; yaptığını unutsun, tanıdığını tanımaz olsun. Âyet yeniden dirilmenin mümkün olduğuna ikinci delildir, bu da insanın yaşlandıkça çeşitli ve zıt hâllere maruz kalmasıyla olur. Çünkü buna gücü yetenin ben zerlerine de gücü yeter. "Yeryüzünü kupkuru görürsün” ölü gibi, bu da hemedetin nar'dan gelir ki, ateş sönüp kül olmaktır. "Üzerine suyu indirdiğimiz zaman harakete geçer” bitki ile "ve kabarır” şişer. Hem ze ile rebeet de okunmuştur ki, yükselmek manasınadır. "Ve her göz alıcı çiftten bitirir” parlak ve üstün sınıftan. Bu da yeniden dirilmenin mümkün olduğunu gösteren üçüncü delildir. Bunlar açık ve gözle görülür olduğu için Allahü teâlâ bunları kitabında tekrar etmiştir. |
﴾ 5 ﴿