14Sonra o meniyi kan pıhtısı yarattık; derken kan pıhtısını bir çiğnem et; derken bir çiğnem eti kemikler yarattık (yaptık). Kemik lere de et giydirdik. Sonra onu başka bir yaratılışla inşa ettik. Yara tanların en güzeli Allah çok yücedir! "Sonra o meniyi kan pıhtısı yaptık” beyaz meniyi kırmızı et parçasına çevirdik "derken kan pıhtısını da bir çiğnem et” onu bir çiğnem et parçasına değiştirdik. "Eti kemikler yaptık” onu sertleştirmekle. "Kemiklere de et giydirdik” bir çiğnem etten kalandan ya da gelen şeylerden üzerinde et oluşturduk. Atıf edatlarının sümme, fe gibi değişmesi evrelerin farklılıklarındandır. Kemiklerin çoğul olması da şekil ve sertlikteki farklılık itibarı iledir. İbn Âmir ile Ebû Bekir iki sinde de tekil (azm) okumuşlar, cinsi cemi yerine koymuşlardır. Biri tekil, diğeri çoğul olarak da okunmuştur. "Sonra onu başka bir yaratılışla inşa ettik” o da beden suretidir yahut ruhtur yahut kuvvet ler (fonksiyonlardır) bunları ona üfürmekle inşa ettik yahut hepsidir. Sümme edatının kullanılması iki yaratma arasındaki farklılıktan dola yıdır. Ebû Hanîfe bunu şuna delil getirmiştir: Bir kimse yumurta çalsa da yanında yumurtadan civciv çıksa, yumurtayı tazmin etmesi gerekir, civcivi değil, çünkü o başka bir yaratmadır. "Allah çok yücedir” kudret ve hikmeti büyüktür, "yaratanların en güzeli” elmukaddirine takdiren (takdir edenlerin en güzeli) hâlikiyn delâlet ettiği için takdiren temyizi hazf edilmiştir. |
﴾ 14 ﴿