15

 Çünkü siz onu dilinize doluyor ve o hususta hiç bilginiz olmayan şeyi ağızlarınızla konuşuyorsunuz. Hâlbuki o, Allah katında büyüktür.

 (Çünkü siz) lemesseküm yahut efattüm'ün zarfıdır,

"onu dilinize doluyorsunuz” sorarak birbirinizden alıyorsunuz. Telekkal kavle ve telekkafehu ve telakkanehu denir ki, hepsi aynı manayadır. Aslı üzere teteleakkanehu da okunmuştur ki, lakıyehu demektir, lekıfehu ile aynı manayadır. Muzaraat harfinin kesri ile tilkavnehu da okunmuştur, tulkunehu da okunmuştur ki, birbirlerine atmaktan gelir. Telikavnehu ve telikunehu da okunmuştur ki,lk ve elk'dan gelir, o da yalandır. Sekıftuhu'dan teskafunehu okunmuştur ki, bir şeyi arayıp bulmaktır. Takfunehu da okunmuştur ki, izini takip etmektir.

"Ve ağızlarınızla konuşuyorsunuz” yani kalplerin yardımı olmadan sadece ağızlarınızla konuşuyorsunuz.

"O hususta hiç bilginiz olmayan şeyi” çünkü o kalbinizde ifadesini bulmuş değildir. Meselâ "ağızlarıyla kalplerinde olmayan şeyi söylerler” (Al-i İmran: 167) âyeti gibi.

"Ve onu basit sanıyorsunuz” kolay ve sorumsuz "hâlbuki o, Allah katında büyüktür” günahta ve azâbı çekmede. Bunlar arka arkaya sıralanmış üç günahtır, hepsi de büyük azabın dokunması ile ilgilidir: İftirayı dilleriyle demeleri, araştırmadan konuşmaları ve Allah katında büyük olduğu hâlde bunu küçük görmeleridir.

15 ﴿