7

 Onlar dünya hayatının dışını bilirler. Halbuki onlar âhiretten gafildirler.

"Onlar dünya hayatının dışını bilirler” ondan gördüklerini ve yaldızlarıyla zevklendiklerini bilirler.

"Halbuki onlar âhiretten gafildirler” ki, gaye ve maksat da odur. Akıllarına gelmez. İkinci nüm zamiri birincinin tekrarıdır ya da mübteda’dır, gafilun da haberidir. Cümle de birincinin haberidir. O, iki itibara göre de âhiretten tamamen gâfil olduklarını çağrıştırmaktadır. Gafletleri de geçen cümleyi iktiza etmektedir. O cümle de ya'lemun kavlinden bedeldir. Bu da cahilliklerini tespit etmek ve onları dünyanın bazı dış yüzeyini bilmekten öte gitmeyen hayvanlara benzetmek içindir. Çünkü onun dışı ile ilgili bazı bilgiler; onun gerçeklerini, sıfatlarını, fiillerini ve sebeplerini gerçek olarak bilme ile ilgilidir, ondan nasıl sadır olduğunu ve onda nasıl tasarruf edildiğini göstermektedir. Bunun içindir ki, zâhiren lâfzı nekire olarak verilmiştir. Dünya bilgilerinin iç kısmına gelince o âhirete geçiş köprüsüdür, ona temas noktasıdır hâllerinin (âhiret hâllerinin) bir numunesidir. Ve son olarak şunu bildirmek içindir ki, dünyayı bilmemekle zahirini bilmek arasında fark yoktur.

7 ﴿