18

 Göklerde ve yerde hamd onundur. Gündüzün sonunda ve öğleye girdiğiniz zaman da (onu tesbih edin).

"Akşamladığınız ve sabahladığınız zaman Allah'ı tesbih edin. Göklerde ve yerde hamd onundur. Gündüzün sonunda ve öğleye girdiğiniz zaman da". Emir manasında haberdir, bu vakitlerde Allah'ı tenzih etmek ve ona sena etmek (övmek) için emirdir. Ki bu vakitlerde kudreti görünür ve bunlarda nimeti yenilenir.

Ya da (ihbar değil) bu vakitlerde meydana gelen ve kusurdan münezzeh olduğunu ve göklerde ve yerde bulunanlardan ayrım sâhibi olanlardan övülmeyi hak ettiğini söyleyen şahitleri göstermek içindir. Sabah akşam özellikle tespihin belirtilmesi, o iki vakitte kudret ve azamet eserlerinin daha açık olmasındandır. Gündüzün sonunda da hamdin özellikle zikredilmesi - ki, aşiyy, aşiyetil aynü deyiminden gelir ki, göz iyi görememektir - ve gündüzün ortası demek olan öğle vaktinde de özellikle (hamdin) zikredilmesi, bu iki vakitte nimetlerin daha çok yenilenmesindendir. Aşiyyen'in hiyne tümsune'ye ma’tûf olup "velehül hamdü"nün de itiraz cümlesi olması da câizdir. İbn Abbâs radıyallahü anhuma şöyle buyurmuştur: Âyet beş vakit namazı içine almaktadır; tümsune akşamla yatsıdır, tusbihune sabah namazıdır, aşiyyen ikindi namazıdır, tuzhirun da öğle namazıdır. Bunun içindir ki, Hasen Basri sûrenin Medenî olduğunu söylemiştir. Çünkü o şöyle derdi: Mekke'de vâcip namaz iki rekattı, o da istenilen vakitte kılınırdı. Beş vakit namaz ise Medîne'de farz kümmıştır. Çoğunluk sûrenin Mekkî olduğu görüşündedir. Aleyhis-salâtü ves-selâm Efendimiz şöyle buyurmuştur: Kim sevabını tam ölçekle ölçmek isterse, fesübhanallahi hiyne tümsune ayetini okusun. Yine aleyhis-salâtü ves-selâm Efendimiz şöyle buyurmuştur: Kim sabahladığı zaman fesübhanallahi ayetini sonuna kadar okursa gece kaçırdığım gündüz elde eder. Kim de bunu gece söylerse gündüz kaçırdığını elde eder. Hiynen tümsune ve hiynen tubsihune de okunmuştur ki, tümsune fihi ve tusbihune fihi demektir.

18 ﴿