21Onlara: "Allah'ın indirdiğine tâbi olun, denildiği zaman: Hayır, biz atalarımızı üzerinde bulduğumuz şeylere tâbi oluruz, derler. Ya şeytan onları yalınlı ateşin azabına çağırıyor idiyse! "Görmediler mi ki, Allah göklerde ne varsa sizin emrinize verdi” onu menfaatlerinizin temini için sebepler kılmakla "ve yerde ne varsa” ondan doğrudan veya dolaylı olarak yararlanma imkânı vermekle. "Size açık ve gizli olarak bol bol nimet verdi” maddî ve manevî, bilip ve bilmediğiniz. Nimetin şerhi ve açıklaması Fâtiha'da geçmiştir. Sin'i sad'a çevirerek asbağa da okunmuştur ki, bu kural ğayın yahut hı veyahut kaf ile bir araya gelen her sin için geçerlidir, Meselâ salh ve sakr gibi. Nâfi', Ebû Amr ve Hafs cemi ve muzâf olarak niamehu okumuştur. "İnsanlardan kimi Allah hakkında tartışır” birliği ve sıfatları hakkında "ne bir bilgisi olmadan” bir delilden elde edilen bilgisi olmadan "ne rehberi” bu da Peygambere dönüktür "ne de aydınlatıcı bir kitabı olmadan". Allah'ın indirdiği bir bilgi olmadan, belki taklit ile mücadele eder, nitekim şöyle demiştir: "Onlara: Allah'ın indirdiğine tâbi olun, denildiği zaman: Hayır, biz atalarımızı üzerinde bulduğumuz şeylere tâbi oluruz, derler” bu da usulda (itikatta) taklidi açıkça men etmektedir. "Ya şeytan onları çağırıyor idiyse!” yed'uhum'daki zamirin onlara ve atalarına râci olma ihtimali vardır "yalınlı ateşin azabına” taklide veya şirke götürecek şeye. Lev'in cevabı mahzûftur, Meselâ lettebeuhu (ona uyacaklar mıdır) gibi. İstifham da red ve taaccüp içindir. |
﴾ 21 ﴿