<3 align="justify" style="text-indent: 33pt; line-height: 19pt; margin: 7pt" dir="ltr"> 24

Onlardan sabrettikleri zaman emrimizle yol gösteren liderler kıldık / çıkardık. Onlar âyetlerimize kesin inanıyorlardı.

"Yemin olsun, gerçekten Mûsa'ya o kitabı verdik” sana verdiğimiz gibi,

"artık ona kavuşmaktan şüphe içinde olma” sana kitabı vermekten, Meselâ "şüphesiz sana Kur'ân verilecektir” (Nahl: 6) âyeti gibi. Ona verdiğimiz gibi sana da kitabı vereceğiz, bu görülmemiş, hiç olmamış bir şey değildir ki, onda şüphe edesin.

Ya da Mûsa'nın kitaba kavuşmasından yahut senin Mûsa'ya kavuşmandan demektir. Efendimiz aleyhis-salâtü ves-selâm: Miraç gecesinde Mûsa aleyhisselâm'ı gördüm; uzun boylu, kıvırcık saçlı, sanki Yemen'deki Şenûetiler gibi idi, buyurmuştur.

"Onu kıldık” yani Mûsa'ya indirileni demektir "İsrâîl oğulları için bir rehber. Onlardan yol gösteren liderler çıkardık” insanlara içinde hikmet ve hükümler olan şeyleri gösteriyorlardı.

"Emrimizle” onlara onu emretmek yahut onları buna muvaffak kılmakla. (Sabrettikleri zaman) Hamze, Kisâî ve Rüveys lima saberu okumuşlardır ki, taâta sabrettikleri ya da dünyadan mahrumiyete sabrettikleri için demek olur.

"Onlar âyetlerimize kesin inanıyorlardı” çünkü onlara derinlemesine bakıyorlardı.

24 ﴿