28Ey Peygamberim, eşlerine de: Eğer siz dünya hayatını ve süsünü istiyor idiyseniz, gelin, size boşanma bedellerinizi vereyim ve sizi güzelce salıvereyim. "Ey Peygamberim, eşlerine de: Eğer siz dünya hayatını istiyorsanız” dünyada bolluk ve refah istiyorsanız "ve süsünü istiyorsanız” yaldızlarını "gelin, size boşanma bedellerinizi vereyim” size müt'a vereyim "ve sizi güzelce salıvereyim” zarar vermeden ve kural dışına çıkmadan. Rivâyete göre onlar süslü elbiseler ve fazla nafaka istediler, âyet bunun üzerine indi. O da Âişe radıyallahü anha'dan başladı; o da Allah ve Resûlünü tercih etti. Sonra diğerleri de aynısını tercih ettiler. Allah da bundan râzı oldu ve "bundan sonra sana hiçbir kadın helâl değildir” (Ahzab: 52) ayetini indirdi. Salıvermenin kadınların isteklerine bağlanması ve bunun Peygamber'i istemelerine alternatif kılınması, şunu gösterir ki, böyle serbest bırakılan bir kadın kocasını tercih ederse boşanmaz. Zeyd, Hasen, Mâlik ve bir rivâyette de Ali buna muhalefet eder. Hazreti Âişe'nin: Resûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem bizi serbest bıraktı; biz de onu seçtik, bunu da talak saymadı, sözü de bunu gösterir. Müt'anın onun sonucu olan serbest bırakmaya takdim edilmesi kerem ve güzel ahlâkı çağrıştırır. Şöyle de denilmiştir: Çünkü ayrılık kadınların isteğine bağlanmıştı. Sanki serbest bırakılan kadın kendini tercih etmiş gibi olur. Çünkü bu bize göre bir ric'î talaktır, Hanelilere göre ise bir bain talaktır. Bunun duhul edilen kadın hakkında vâcip olmasında ihtilâf edilmiştir ki, burada ona delâlet eden bir şey yoktur. Yeni söz başı olarak ref ile ümettiukünne ve üserrihukünne de okunmuştur. |
﴾ 28 ﴿