12Süleyman'a da rüzgârı (musahhar kıldık). Onun sabah gidişi bir aydır, akşam dönüşü de bir aydır. Onun için erimiş bakır pınarını akıttık. Cinlerden kimi de, Rabbinin izni ile önünde çalışır. Onlardan kim emrimizden saparsa, ona alevli ateş azabını tattırırız. "Süleyman'a da” yani ona da rüzgârı musahhar kıldık, emrine verdik. Merfû' olarak erriyhü de okunmuştur ki,li süleymanerriyhu müsahharatün demektir. Çoğul olarak riyah da okunmuştur. "Onun sabah gidişi bir aydır, akşam dönüşü de bir aydır” öğleden önce bir aylık, öğleden sonra da bir aylık yol kat eder. Ğudvetüha ve ravhatüha şeklinde de okunmuştur. "Onun için erimiş bakır pınarını akıttık” onu madeninden akıttı, pınardan su kaynar gibi kaynadı. Bunun içindir ona pınar lâfzını kullanmıştır. Bu da Yemen'de idi. (Cinlerden kimi de önünde çalışırdı) bu da rih lâfzına atıftır ve minel cinni de mukaddem hâl’dir ya da mübteda ile haberden oluşmuş cümledir. "Rabbisinin izni ile” onun emri ile. "Onlardan kim saparsa” yoldan çıkarsa "emrimizden” Süleyman'a itâat emrimizden demektir. Ezağa'dan meçhul kalıbı ile yüzağ da okunmuştur. "Ona alevli ateş azabını tattırırız” âhiret azabını. |
﴾ 12 ﴿