14Ona ölümü hükmettiğimiz zaman, onun ölümünü onlara ancak asasını yiyen ağaç kurdu (güve) gösterdi. Ne zaman ki, düştü, cinler bildiler ki, eğer gaybi bilselerdi, o aşağılayıcı azabın içinde durmazlardı. "Ona ölümü hükmettiğimiz zaman” Süleyman'a "onun ölümünü onlara göstermedi” cinlere yahut ailesine göstermedi "ancak dâbbetülarz” gösterdi. Yani güve ki, fiiline nispet edilmiştir. Kanın fethi ile araza da okunmuştur ki, ağacın onun fiilinden etkilenmesidir (çürümesidir). Aradatil aradatül haşebete ardan fearıdat aradan (kurt ağacı yedi, ağaç da ondan etkilendi) denir, tıpkı ekeletil kavadihul esnane eklen feekilet ekelen (kurtlar dişi yedi, onlar da çürüdü) kavlinde olduğu gibi. (Asasını yiyen) minsee, rıese'tül baîre deyiminden gelir ki, deveyi sopa ile uzaklaştırmaktır. Mîm'in fethi ve hemzeyi de şaz olarak elife kalb ve hazf ederek de (mensatehu, mensetehu) okunmuştur. Mif'âle vezninde minsatehu da okunmuştur ki, mîdaet yerine mîdat okunması gibi. Min se'tihi de okunmuştur ki, asanın ucundan yiyen kurt demektir. Bu da se'tül kavse (yayı eğdim) deyiminden gelir, bunda da iki lügat vardır, kıha ve kaha (sie ve see) gibi. Nâfi' ile Ebû Amr hemze yerine elifle minsatehu okumuşlardır. İbn Zekvân da sâkin hemze ile (minse'tehu) okumuştur. Hamze de vakfettiği zaman hemzeyi belli belirsiz okumuştur. "Ne zaman ki, düştü, cinler bildi". Cinler önce karıştırdıktan sonra bildiler ki, "eğer gaybi bilselerdi, o aşağılayıcı azabın içinde durmazlardı". Eğer onlar iddia ettikleri gibi gaybi bilselerdi, düştüğü zaman öldüğünü bilirlerdi ve yılsonuna kadar emrinde çalışmazlardı ya da zaharatil cinnü (cinler göründü) demektir, en de maba'di ile birlikte ondan bedel olur yani görüldü ki, cinler gaybi bilselerdi o azapta kalmazlardı. Olay şöyle gelişmiştir: Davut, Mûsa'nın çadırının yerinde Beytülmukaddes'i tesis etti, o ikisine selâm olsun. Onu tamamlamadan öldü. Oğlu Süleyman'a onu vasiyet etti. O da bu iş için cinleri çalıştırdı. Henüz bitmemişti ki, eceli geldi, kendisine bildirildi. O da binayı tamamlamak için ölümünü onlardan sakladı. Onları çağırdı, üzerine kristal bir köşk yaptılar, kapısı yoktu. Kalktı, asasına yaslanarak namaz kılmaya başladı. Ona yaslanmış vaziyette rûhu kabz edildi. O şekilde kaldı, sonunda güve asasını içinden kemirdi, o da düştü. Sonra onu açtılar ve ölüm vaktini tespit etmek istediler. Asanın içine bir güve koydular. Bir gün bir gece yedi, onu hesap ettiler, bir yıl önce öldüğünü öğrendiler. O zaman elli üç yaşında idi. Kral olduğu zaman da on üç yaşında idi. Krallığının dördüncü yılında da Beytülmukaddes'i yapmaya başladı. |
﴾ 14 ﴿