19

 Onlarsa "Rabbimiz, seferlerimizin arasını uzaklaştırdeyip kendilerine zulmettiler. Biz de onları masallara çevirdik ve onları büsbütün parçaladık. Şüphesiz bunda her çok sabreden ve çok şükreden için gerçekten ibretler vardır.

"Onlarsa: Rabbimiz, seferlerimizin arasını uzaklaştır, dediler” nimetten sunardılar, afiyetten bıktılar, tıpkı İsrâîl oğulları gibi, Allah'tan kendileri ile Şâm'ın araşma çöller koymasını istediler. Bunu da bineklere binmek ve azıklar temin etmekle fakirlere tafra atmak için yaptılar. Allah da onlara aradaki köyleri tahrip etmekle cevap verdi. İbn Kesîr, Ebû Amr ve Hişâm ba'id okumuşlardır. Ya'kûb da haber tarzında Rabbena bâade okumuştur ki, bu da seferlerinin uzaklığından şikâyet demek olur, bu da aşırı lükse boğulmalarından ve Allah’ın verdiği nimetlere saygısızlık etmelerinden idi. Rabbena baude yahut buide okuyanlarmki de böyledir, fiil beyne lâfzına isnat edilmiş olur.

"Kendilerine zulmettiler” refahtan şımarmak ve nimeti horlamakla.

"Biz de onları masallara çevirdik” insanlar onlardan konuşurlar, hayret ederler ve misal getirir: Sabahlar gibi darmağm oldular, derler.

"Biz de onları büsbütün parçaladık” öyle ki, Gassanlılar Şâm'a, Enmarlılar Yesrib'e, Cüzmlılar Tihame'ye ve Ezdliler de Uman'a yerleştiler.

"Şüphesiz bunda vardır” bu anlatılanlarda "her çok sabreden için ibretler” günahlardan kaçmaya sabreden için "ve çok şükreden için” nimetlere.

19 ﴿