3

 Zikir okuyanlara ki,

"Yemin olsun, saf tutmakla tutanlara, sürmekle sürenlere, zikir okuyanlara ki,” kulluk makamında derecelerine göre saf tutan meleklere yemin ediyor, böylece onların üzerine İlâhî nurlar feyezan eder, bunlar Allah'ın emrini beklerler, ulvî ve süflî varlıkları emredildikleri şekilde görevlerini yapmaya sevk (teşvik) ederler.

Ya da insanları onlara hayır ilham etmekle günahlardan men ederler ya da şeytanları onlara sataşmaktan men ederler. Allah'ın âyetlerini ve açık mukaddes sıfatlarını peygamberlere ve evliyalara okurlar.

Ya da Allah saflar hâlinde sıkıca duran nesnelere, bunları idare eden ruhlara ve kudsiyet denizine dalmış pak cevherlere yemin etmiştir. Bunlar "Allah'ı gece gündüz tesbih eder, gevşemezler” (Enbiya: 20).

Ya da ibâdetlerde saf tutan, deliller ve öğütlerle küfür ve fasıklıktan men eden ve Allah’ın âyetlerini ve şerîatlarını okuyan âlimlere yemin etmiştir.

Ya da cihâdta saf tutan, atları yahut düşmanları çeviren ve Allah’ı zikreden gazilerin nefislerine yemin etmiştir. Bunlar zikir okurlar, düşmanla çarpışmak onları bundan alıkoymaz. Atıflar zatların yahut sıfatların değişik olmasındandır. Fe de varlıktaki sırayı ifade etmek içindir, Meselâ şu beyitte olduğu gibi:

Eyvanlar Zübabe'ye; Haris'ten, dolayı

Sabahleyin saldıran, ganimet alıp dönen (Haristen dolayı).

Çünkü saf tutmak kemal derecesidir, men etmek de şerden engellemek yahut hayrı kabule sevk etmekle kemale erdirmektir. Zikir okumak da hayrın feyazanı, taşmasıdır.

Ya da fe rütbeyi sıralamak içindir; Meselâ aleyhis-salâtü ves-selâm Efendimiz'in: Allah haçta saçlarını kazıyanlara da kısaltanlara rahmet etsin hadisinde olduğu gibi. Ancak bu, öndekinin (saçı kazîmanın) sondakine (kısaltana) üstünlüğü içindir, bu (Âyetteki) ise aksi içindir. Ebû Amr ile Hamze te'leri hemen arkalarından gelen harflere idgam etmişlerdir, çünkü mahreçleri yakındır; dilin ucundan ve iki ön dişlerin kökünden çıkarlar (vassâffâssaffen, fezzâcirâzzecren).

3 ﴿