8

 İnsana bir sıkıntı dokunduğu zaman ona yönelerek Rabbine dua eder. Sonra ona kendinden bir nimet verirse, önceden ettiği duayı unutur. Yolundan saptırmak için Allah'a eşler kılar (şirk koşar). De ki: Küfrünle biraz oyalan. Şüphesiz sen ateş halkındansın.

"İnsana bir sıkıntı dokunduğu zaman ona yönelerek Rabbine dua eder” çünkü her şeyin başlangıcı ondan olana delalette akılla çekişen vehim ortadan kalkmıştır, (sonra ona verirse) havvele havel'den gelir ki,rmek, kontrol etmektir ya da havl'dan gelir ki, iftihar etmektir "bir nimet verirse” Allah'tan bir nimet "önceden ettiği duayı unutur” onu def etmesi için Allah'a yalvardıgı sıkıntıyı unutur ya da yalvarıp yakardığı Rabbini unutur, bu durumdaki "vema halakaz zekere velünsa” (Leyi: 2) (erkeği ve dişiyi yaratan Rabb) kavlindeki gibidir (men akıllı manasınadır), "önceden” nimetten önce ettiği duayı unutur.

"Yolundan saptırmak için Allah'a eşler kılar” İbn Kesîr, Ebû Amr ve Rüveys ye'nin fethi ile (liyedüle) okumuşlardır. Sapmak ve saptırmak gaye olmasalar da onun çabasının sonucu olduğu için bu ikisine sebep kılınması doğru olmuştur.

"De ki: Küfrünle biraz faydalan” tehdit emridir, şunu akla getirmektedir ki, inkâr istek işidir, dayanağı yoktur. Bunda aynı zamanda kâfirlerin âhirette faydalanma ümitleri kırılmıştır, bunun içindir ki,

"Çünkü sen ateş halkındansın” diye sebep gösterilmiştir, bu da mübalağa için yeni söz başı yapılmıştır.

8 ﴿