15

 Geri bırakılanlar, ganimetleri almaya gittiğiniz zaman:

"Bizi bırakın, size tâbi olalımderler. Allah'ın sözünü değiştirmelerini isterler. De ki:

"Bize asla tâbi olmayacaksınız. Allah önceden böyle söyledi". Sana:

"Hayır, bizi çekemiyorsunuzdiyecekler. Hayır, onlar pek az anlayan kimselerdir.

"Geri bırakılanlar diyecekler” zikri geçenler "almak için ganimetlere gittiğiniz zaman” yani Hayber ganimetlerini demektir. Çünkü aleyhis-salâtü ves-selâm Efendimiz Hûdeybiye'den Zilhicce ayında döndü, ayın kalan günlerini ve Muharrem'in ilk günlerini Medîne'de geçirdi. Sonra Hûdeybiye'de bulunanlarla birlikte Hayber'i işgal etti. Onu fethetti ve çok ganimet aldı, onları yalnız onlara verdi.

"Bizi bırakın, size tâbi olalım, derler. Allah'ın sözünü değiştirmek isterler". O da Hûdeybiye'de bulunanlara Mekke'nin ganimetleri yerine Hayber'in ganimetini verme vaadidir. Bunun "benimle asla çıkmayacaksınız” (Tevbe: 83) kavli olduğu da söylenmiştir. Öyle görünüyor ki, bu son âyet Tebuk seferinde inmiştir. Kelâm teklimin (konuşmanın) ismidir, daha çok faydalı cümlede kullanılır. Hamze ile Kisâî keiimullah okumuşlardır ki, o da kelimenin çoğuludur.

"De ki: Bize asla tâbi olmayacaksınız” bu da yasak manasından olumsuzluktur.

"Allah önceden böyle dedi” Hayber'e çıkma hazırlıklarından önce "bizi çekemiyorsunuz, diyecekler” ganimetlerde size katılmamızı, kesr ile tahsidunena da okunmuştur.

"Hayır, onlar pek az anlayan kimselerdir” çünkü kafaları hep dünya işinde çalışır. Birinci bel edâtı onların mü'minlere tâbi olmamalarının Allah'ın hükmü olduğunu red ve hasedi ispat etmeleridir, ikinci bel de bunu Allah'ın red ve Dîn işlerini bümediklerini ispat etmesidir.

15 ﴿