2

 Bilâkis onlar içlerinden kendilerine bir uyarıcı gelmesine şaştılar. Kâfirler: "Bu, şaşılacak bir şeydir” dediler.

"Bilâkis onlar içlerinden kendilerine bir uyarıcı gelmesine şaştılar” bu da acayip olmayan şeyden şaşmalarını yatsımadır. O da içlerinden yahut kabilelerinden birinin onları uyarmasıdır.

"Kâfirler: Bu, şaşılacak bir şeydir, dediler” onların şaşmalarını hikâye etmektedir. (Bu) Allah'ın Muhammed sallallahü aleyhi ve sellem'i resûl seçmesine işarettir. Önce zamir olarak geçip sonra kâfirler diye açıklaması, bu dediklerinde inatlarını göstermek, sonra da bununla küfürlerini tescil etmek içindir ya da peygamber göndermekten şaşmalarını yeniden dirilmekten şaşmalarına atıftır. Bundaki mübalağa da zamirlerinin yerine zâhir ismin konulması ve şaşmalarını kapalı olarak hikâye etmek iledir - eğer işâret kapalıya olur da arkasındaki onu tefsir ederse (o da eiza mitna sorusudur) - ya da şaşmalarını özede hidâyet etmekledir - eğer işâret münzir lâfzının gösterdiği mahzûfa olursa -sonra da onu tefsir etmek ve açıklamakladır, çünkü bu, redde daha etkilidir. Zira birincisi (bel acibu en câehüm) emsallerinin kendilerinden üstün olmasını uzak görmeleridir, ikincisi de (kâfirler dedi ki,) Allah'ın kudretini müşahede ettikleri şeylerden (göklerden ve yerlerden) daha basit görmeleridir.

2 ﴿