19Allah'a ve peygamberlerine îman edenler (yok mu), işte onlar Rablerinin katında sıddikler ve şehitlerdir. Onlar için mükâfatları ve nurları vardır. İnkâr edip âyetlerimizi yalanlayanlar (var ya), işte onlar cehennemin yaranlarıdır. "Allah'a ve peygamberlerine îman edenler yok mu, işte onlar Rablerinin katında sıddikler ve şehitlerdir". Yani onlar Allah katında sıddıklar ve şehitler mesabesindedir ya da onlar doğrulukta ileri gidenlerdir; çünkü onlar îman ettiler ve Allah, peygamberlerinin bütün haberlerini tasdik ettiler, şahitliği Allah ve kendileri için ayakta tuttular ya da kıyâmet gününde ümmetlerin şahitleridir. Şöyle de denilmiştir: Eşşühedau inde rabbihim mübteda ve haberdir (şâhitler Rablerinin yanındadır) bunlardan murat edilenler de peygamberlerdir. Bu da "Her ümmetten bir şâhit, seni de onların üzerine şâhit getirdiğimiz zaman nasıl olur?” (Nisa: 41) kavlinden gelir (aynı manayadır). Ya da Allah yolunda şehit düşenler demektir. "Onlar için mükâfatları ve nurları vardır” sıddıkların ve şehitlerin mükâfatları ve nurları gibi, ancak farklılığın olması için bunda katlanma yoktur ya da onlara vaat edilen mükâfat ve nûr vardır, demektir. "İnkâr edip âyetlerimizi yalanlayanlar var ya, işte onlar cehennemin yaranlarıdır” bunda şuna delil vardır ki, cenennemde ebedî kalmak kâfirlere hâstır, çünkü cümlenin kuruluşu bu özelliği akla getirmektedir, sohbet de (ashâb) örfe göre ayrılmamayı gösterir. |
﴾ 19 ﴿