4Artık kim bunu bulamazsa, temas etmelerinden önce arka arkaya iki ay oruç tutar. Kimin de buna gücü yetmezse, altmış fakiri doyurur. İşte bu, Allah'a ve Resûlüne îman etmeniz içindir. İşte bunlar Allah'ın hudutlarıdır. Kâfirler için de pek acıklı bir azâp vardır. "Artık kim bulamazsa” köleyi, malı kaybolan köleyi bulmuş gibidir "temas etmeden önce arka arkaya iki ay oruç tutar” eğer özürsüz olarak oruç tutmazsa, yeniden başlar. Eğer mazeret dolayısıyla oruç tutmazsa, bunda da ihtilâf vardır. Eğer zıhar yapılan kadınla gece cima ederse, bize göre arka arkaya kaydına zarar gelmez, Ebû Hanîfe ile Mâlik buna muhalefet ederler, Allah o ikisinden râzı olsun. "Kimin gücü yetmezse” oruca, ihtiyarlık yahut müzmin hastalık veyahut aşırı şehvet sebebiyle ki, sallallahü aleyhi ve sellem oruç tutamayan bedevînin bu sebeple fidye vermesine müsaade etmişti "altmış fakiri doyurur” Resûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem'in ölçeğiyle altmış müd (ölçek) yemek yedirir ki, bu da bir rıtıl ile üçte biridir. Çünkü kefaretlerde ve o cinsten fıtrada en az çıkanlan miktar odur. Ebû Hanîfe radıyallahü teâlâ anfi ise her yoksula yarım sa' (bir ölçek) buğday ve bir sa' başkasından verir, buyurmuştur. Yemekle beraber temastan bahs edilmemesi ötekilerle beraber zikredilmesiyle yetinüdiği içindir ya da yedirme aralıklarında bunun câiz olmasındandır, nitekim Ebû Hanîfe radıyallahü anh böyle buyurmuştur. (İşte bu) bu açıklama yahut hükümleri öğretme demektir, mahalli de (Allah'a ve Resûlüne îman etmeniz içindir) kavliyle muallel fiille mensûbtur. Yani bu farz kılındı ki, hükümlerini kabul etmede ve cahiliyede yaptıklarınızı terk etmede Allah'ı ve Resûlünü tasdik edesiniz. "İşte bunlar Allah'ın hudutlarıdır” onları çiğnemek câiz değildir. "Kâfirler için vardır” bunlan kabul etmeyenler için "pek acıklı bir azâp” bu da Allahü teâlâ'nın "kim nankörlük ederse, şüphesiz Allah âlemlerden zengindir” (Âl-i İmran: 97) kavlinin bir benzeridir. |
﴾ 4 ﴿