7Sütunların sâhibi İrem'e, (Sütün sâhibi İrem'e) bu da Âd'e ma’tûftur, muzâf mukadderdir yani sıbt-ı irem (İrem'in torunları) demektir ya da ehl-i irem (İrem halkı) demektir, eğer şehirlerinin ismi olduğu doğrulanırsa. Şöyle de denilmiştir: Bunlar ilk Âd'dir, dedelerinin adını almışlardır. Gayri munsarif olması alemlik ve müenneslikten dolayıdır. "Sütunların sâhibi” yüksek bina yahut uzun boyların sâhibi veyahut şanları yüce ve ömürleri uzun demektir. Şöyle de denilmiştir: Âd'in Şeddad ve Şedid adlarında iki oğlu vardı. Bu ikisi kral oldular ve zâlimane güç kullandılar. Sonra Şedid öldü, bütün mülk Şeddad'a kaldı, dünyanın mamur bölgelerine hükmetti, krallar ona boyun eğdiler. Cennetin adını duydu. Aden çöllerinde ona benzer bir şehir kurdu, ona da İrem adını verdi. Yapısı bitince ailesiyle beraber oraya doğru yürüdü. Bir gün bir gece kalmıştı ki, Allah üzerlerine gökten bir sayha gönderdi, hepsi helâk oldular. Abdullah bin Kılâbe, devesini ararken ona rastladığını söylemiştir. |
﴾ 7 ﴿