4Hiç kimse ona denk olmadı. "Hiç kimse ona denk olmadı” eş (zevce) ve başkası gibi ona denk biri olmadı. Aslında lehu zarfının sonraya bırakılması lazımdı, çünkü o küfüven'e bağlıdır, ancak maksat zatına denkliği reddetmek olduğundan önemli olan başa alınmıştır. Zarfın küfüven'de gizli zamirden hâl yahut haber olması da câizdir. O zaman küfüven ahad'den hâl olur. Belki de üç cümlenin atıfla birbirine bağlanması, bunlardan denklik kısımlarının bertaraf edilmek istenmesindendir; bunlar tek bir cümle gibidir, üç cümle ile buna dikkat çekilmiştir. Hamze, Ya'kûb, bir rivâyette de Nâfi' sükûn ile küfven okumuşlardır. Hafs ise harekeli olarak ve hemzeyi vâv'a kalb ederek küfüven okumuştur. Bu sûre kısa olmakla birlikte İlâhî marifetlerin hepsini ve o hususlarda aşırıya kaçanların reddini içine aldığı için hadiste onun Kur'ân'ın üçte birine denk olduğu gelmiştir. Çünkü Kur'ân'ın maksatları akâidi, hükümleri ve kıssaları anlatmakla sınırlıdır. Kim de onu Kur'ân'ın tamamına denk sayarsa, bunlardan bizzat kast edileni nazar-ı itibara almış olur ki, o da akâidtir (tevhidtir). Peygamber sallallahü aleyhi ve sellem bir adamın bunu okuduğunu duydu: Vâcip oldu, dedi. "Ne vâcip oldu, ya Resûlallah?” dediler. O da: Cennet vâcip oldu, dedi. |
﴾ 4 ﴿