26

 (Bu âyet-i kerîme) Allahü teâlâ'nın“O sinek, onlardan bir şey kapsa.....(Hacc, 73) “sözündeki sinek ve “ örümcek misâli gibi.....(Ankebût, 41) “sözündeki örümcek ile misal beyân ettiğinde, Yahûdilerin“ Allah, bu düşük şeylerle ne murad etti? (Niçin bunlardan bahsediyor? ) “sözlerine red olarak indi:

Şüphesiz ki, Allahü teâlâ bir sivrisineği, hatta onun (küçüğünü veya) büyüğünü misal vermeyi, onda bir takım hikmetler bulunduğundan terk etmez.

Îman eden kullara gelince, şüphesiz bu misâlin Rableri tarafından bir hak, yerinde söylenmiş bir misal olduğunu bilirler. Kâfir olanlara gelince: (Küçümseyerek ve alay ederek) “Allah, bu misalle ne murat etti? Bunda ne gibi bir fayda vardır? ” derler.

Allahü teâlâ da onlara cevap olarak şöyle buyurdu: O, bununla bu örnekle bir çoğunu küfrettiklerinden dolayı hak yoldan saptırır; mü'minlerden bir çoğunu da o hakkı tasdik ettiklerinden dolayı hidâyete erdirir. Allahü teâlâ onunla ancak fâsıkları Allah'a itâatten çıkanları sapıklığa düşürür.

Âyetteki “Baûda” kelimesi “ Baûd” lâfzının müfredidir.

Âyetteki “ meselen“ Birinci mef'uldür. “mâ” lâfzı da kendisinden sonraki “Baûdaten” lâfzı ile nekire-i mevsûfe olup ikinci mef'uldür. (O zaman manası) ” hangi misal olursa olsun. “Veya “ ma” lâfzı (misâlin} düşüklüğünü tekid için zâid lafızdır. Kendisinden sonraki “Baûdaten“ ise ikinci mef’ûldür.

Âyetteki “meselen” lâfzı temyizdir. “ Şu örnekle “ demektir. “mâ” lâfzı da istifham-ı inkârı olup mübtedadır. “zâ” lâfzı da ”ellezî” manasında olup sılası ile beraber ” mâ“ nın haberidir.

26 ﴿