9

Ey Rabbimiz! Şüphe yok ki, sen kendisinde şüphe, şek olmayan bir gün için, bir günde insanları toplayıcısın, onları toplayacaksın. O gün Kıyâmet günüdür ki, vaadettiğin gibi onları amelleri karşılığında cezalandıracaksın. Şüphe yok ki, Allahü teâlâ mîâdına öldükten sonra diriltmekle olan vaadine hulf etmez.

Bu şekilde dua etmekten maksat; onların kastının âhiret işi olduğudur ki, bundan dolayı âhiret sevabına nail olabilmek için hidâyet üzere sebat etmeyi istediler. Buhârî ve Müslim Hazret-i Âişe'den (radıyallahü anhâ) şöyle rivâyet ettiler: Dedi ki: Resûlüllah (sallalahü aleyhi ve sellem) “O, öyle bir zattır ki, üzerinize kitap indirdi. O kitaptan muhkem âyetler vardır“ âyetini sonuna kadar okudu. Ve sonra buyurdu ki: “kur’ân'dan müteşâbih olana tâbi olanları gördüğün zaman işte onlar Allah'ın zikrettiği insanlardır. Hemen onlardan kaçınız. “

Ve Tebarânî de Kebirinde Ebû Mûsa el Eş'ari'den şöyle rivâyet etmiştir: Ebû Mûsa el-Eş'arî Rasûlüllah'ı şöyle derken işitti: “Ümmetimin üzerine ancak üç hasletten korkuyorum. O üç hasletten olan şunu zikretti; Onlara kitap açılacak, sonra mü'min olan da onun te'vilini arzu ederek onu alacak. Hâlbuki onun te'vilini ancak Allahü teâlâ bilmektedir. Ve ilimde yerleşmiş, sabitleşmiş zâtlar da “Biz o müteşâbihe îman ettik. Hepsi Rabbimizin ındindendir. Ve- bunları- ancak tam akıl sahipleri tezekkür eder “ derler. (Hadis devam etmektedir.)

Son cümlede muhatab gaib iltifat vardır. Ve son cümlenin Allahü teâlâ nın kelâmından olması daihtimallidir.

9 ﴿