154

O gammın ardından üzerinize bir emniyet, hafif bir uyku indirdi ki, sizden bir zümreyi örtüp kaplayıverdi. O zümre mü'minler idi. Kalkanların altında uyuklayıp sağa sola meylediyorlar ve kılıçları ellerinden yere düşüyordu. Sizden bir taifeyi de nefisleri kaygıya düşürdü. nefisleri onları bir kaygıya itti ki, onlar için Peygamber ve ashâbı bir tarafı nefislerinin necatından başka bir arzu yoktu. Bundan dolayı uyuyamadılar. Bu zümre de münâfik olanlardır. Allahü teâlâ'ya karşı cahiliyye zannı gibi haktan gayrı bir zanla zanda bulunuyorlardı. Şöyle ki, onlar Peygamberin öldürüldüğünü ya da yardım olunmayacağına inanıyorlardı. Ve diyorlardı ki: Bize bu emirden, vaad olunduğumuz yardımdan bir şey var mıdır? yoktur. Onlara de ki: Şüphesiz emrin hepsi -Küllehu, te'kid olduğu için nasbla okundu. Ayrıca refle de Küllühu diye okundu. O zaman mübteda olup haberi ise- Allah'ındır. (bütün) hüküm onun içindir, dilediğini yapar. Onlar sana açıklayamayacakları, izhar edemeyecekleri şeyleri kendi nefislerinde gözleyiverirler. Derler ki: Mâ kablini beyandır. Eğer bizim için bu emirden bir şey olsaydı burada kati olunmazdık. “ eğer seçme hakkı bize âit olsaydı (savaşa) çıkmazdık ve öldürülmezdik. Fakat zorla çıkarıldık. “

Onlara de ki: Eğer sizler evlerinizde olsaydınız ve aranızda Allah'ın onun üzerine katli yazmış olduğu birisi olsa sizden üzerlerine katledilmeleri yazılmış hüküm olunmuş olanlar yine yatacakları yerlere ölüp yıkılacakları yerlere çıkarlardı. Ve öldürülürlerdi. Onları (savaşa gitmeyip) oturmaları onları kurtarmazdı. Çünkü Allah'ın hükmü hiç ihtimalsiz gerçekleşicidir. Ve Allah göğüslerinizin, kalplerinizin içinde ihlâstan ve nifaktan olan şeyi ortaya koymak ve kalplerinizde olanı temyiz etmek için Uhud'da bu yaptığı işi vücuda getirdi, Ve Allah göğüslerin zatında kalplerde olanı hakkıyla bilendir. Ona hiçbir şey gizli kalmaz. Ve ancak insanlara bir şeyi izhar etmek için imtihan eder.

Nuâs lâfzı emeneten lâfzından bedeldir.

Yagşâ fiili yâ ile okundu. Ve tâ ile (tağşâ diye de) okundu.

154 ﴿