65

Derken kullarımızdan bir kul buldular ki, o da Hızır idi. Biz O'na tarafımızdan bir rahmet bir görüşe göre peygamberlik, diğer bir görüşe göre velilik ki âlimlerin çoğunluğu bu görüştedir. Vermiş ve tarafımızdan bir ilim öğretmiştik. Yani gayıplara âit olanlardan malum olanı verdik.

İlmen“ ikinci mef’ûldur.

Buhâri'nin rivÂyet-ine göre; Mûsa (aleyhisselâm) İsrâîloğullarına hutbe okudu. Kendisine, “insanların en bilgini kimdir? diye soruldu. O da, “Ben“ dedi. Bunun üzerine Allahü teâlâ O'nu azarladı. Çünkü ilmi Allah'a havale etmedi. Allahü teâlâ O'na vahyederek bildirdi ki: “İki denizin birleştiği yerde benim bir kulum vardır. O senden daha âlimdir. “mûsa (aleyhisselâm): “Ya Rabbi! Ben O'na nasıl varıırım? ” dedi. Hak teâlâ buyurdu ki: “Beraberinde bir balık alır, onu bir sepete koyarsın, balığı nerede yitirirsen işte o kul oradadır. “ Bunun üzerine Mûsa (aleyhisselâm) bir balık alıp sepete koydu. Sonra yola koyuldu. Onunla beraber genç arkadaşı Yûşâ b. Nûn da yola çıktı. Nihayet bir kayaya yarınca, başlarını (istirahat için) koyup uyudular. Bu esnada balık sepetten sıçradı, denize düştü ve denizde tünele doğru yolunu tutup gitti. Allahü teâlâ balığın üzerinden suyun akışını durdurdu. Oradaki sular (açılıp) balığın üzerinde kemer gibi oldu. Mûsa (aleyhisselâm) uyanınca arkadaşı kendisine balığı haber vermeyi unuttu. Kalan o gün ve o gece yola devam ettiler. Ertesi gün Mûsa (aleyhisselâm) arkadaşına dedi ki: “Bizim sabah yemeğimizi getir. (Râvi hadis-i şerif rivâyet ederek sözü şuraya getirdi) ve şaşılacak şekilde o, denizi boylayıvermiş. Hazret-i Peygamber buyurdu ki: “ Balık için denizde tünel. Mûsa ve arkadaşı için de hayrete düşme oldu “ hadis böylece devam etmektedir.

65 ﴿