8

Derken Fir’avun’un adamları onu o gecenin sabahında tabutla birlikte bulup aldı. Ve Fir’avun'un önüne koydular. Sandık açıldı ve ondan başparmağından süt emer bir vaziyette Mûsa (aleyhisselâm) çıkarılıverdi. Çünkü o, işin neticesinde kendilerine erkeklerini öldüren bir düşman ve kadınlarını köle eden (zelil kılan) bir üzüntü olacaktı. Doğrusu Fir’avun, veziri Haman ve askerleri kasten hatagünah işleyicilerdi. Sonuçta Mûsa (aleyhisselâm)'ın elleriyle cezalarını buldular.

Âyet-i kerîme’de geçen “ hezen” kelimesi bir kırâatte ” ha “ nın zammesi ve “ za “ nın sükunu ile okunmuştur ve her iki lugatta masdar olarak kullanılmıştır. Masdar olan bu kelime burada ismi fail mânâsında olup ”eHazret-i enehu“ gibi ”hezenehu“ den (müteaddi olarak) gelmektedir.

Ayrıca Âyet-i kerîme’de geçen : ” Hâtıîn” kelimesi “ hata “ dan değil” hâtıe “ dendir. Çünkü kelime ” hata “ dan olsaydi ” muhtiîn“ denilirdi.

8 ﴿