21

 Yoksa o küfür ve masiyetler gibi kötülükleri işleyip duranlar, kendilerini, îman edip sâlih ameller yapanlar gibi mi yapacağız, hayat ve ölümlerini bir tutacağız mı sandılar?

Âyet-i kerîme’de geçen ”em “inkâr hemzesi mânâsı taşımaktadır, yine âyeti kerîme’deki ”seva” kelimesi haber, “mehyahum “ise mübteda “ memat“ ise matuftur. Bu cümle ise kâf dan bedeldir, mehya ve memat kelimelerindeki zamirler ise kâfirlere aittir.

Mânâ şudur: Âhirette onları mü'minler gibi hayır içinde kendilerini dünyadaki yaşantılarına müsavi bir şekilde bol bir yaşam içinde kılacağımızı mı sandılar? Çünkü onlar mü'minlere: “Şayet biz tekrar diriltilirsek, size verilecek hayrın aynısı bizlere de verilecektir“ demişlerdi. Bunun üzerine Allahü teâlâ da bu görüşü hemze ile reddetmesine uygun bir tarzda şöyle buyurdu: Ne kötü hüküm veriyorlar! iş onların dediği gibi değildir, Onlar, dünyadaki yaşamlarının aksine âhirette azap içinde olacaklardır. Mü'minler ise dünyada namaz, zekât, oruç ve benzeri iyi amelleri mukabilinde âhirette mükâfata mazhar olacaklardır.

Âyet-i kerîme’deki “ ma “ masdar ma'sıdır. hüküm verme bakımından onların verdikleri bu hüküm ne fenadır.

21 ﴿