15Biz insana ana ve babasına iyilik etmesini tavsiye ettik. onlara iyi davranmasını kendisine emrettik. Anası onu zahmetle (karnında) taşıdı. Ve zahmetle doğurdu. zahmet çekerek taşıyıp doğurdu. Onun taşınması ve sütten kesilmesi otuz aydır. Hâmilelik müddeti asgari altı aydır. Geri kalan (iki yıl) da emzirme müddetinin en çoğudur. Eğer anne çocuğunu altı ay veya dokuz ay karnında taşımışsa (otuz aydan) geri kalan müddette onu emzirir. (Yirmi dört veya yirmi bir aydır) görüşünü benimseyen de vardır. Nihayet o, olgunluk çağına ulaşıp, ki, bu da kuvveti, aklı ve görüşünün kemale ermesidir. Bunun da asgari müddeti otuz üç veya otuz yaştır. Kırk yaşına geldiğinde tam kırk yaşa ayak bastığında ki, kamalatın en fazla olduğu an da bu yaştır. Bu âyeti kerîme sonuna kadar olan kısmı Ebû Bekir (radıyallahü anh) hakkında nâzil olmuştur. Müşarünileyh Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in bi'setinden iki sene sonra kırk yaşına ermiş, önce kendisi Rasûlüllah'a îman etti, sonra ana-babası, daha sonra oğlu AbdurRahmân ve ÂbdurRahmân'ın oğlu (Muhammed) Ebû Atik îman etmişlerdi. Der ki: “ ey Rabbim! Bana ve ana-babama ihsan ettiğin tevhid nimetine şükretmemi ve senin hoşnut olacağın sâlih amel işlememi ilham et! (Bunun üzerine Allahü teâlâ onun duasını kabul buyurdu da) Allah yolunda işkence gören mü'minlerden dokuz kişiyi azat etti. Neslimde de benim için ıslah nasip et! Bütün neslimi sâlihmü'minler yap. Şüphesiz ben sana döndüm. Şüphesiz ben müslümanlardanım. Âyet-i kerîme’de geçen “ husnen“ Bir kırâatta “ ihsanen“ şeklinde okunmuştur. Bunların her ikisi de mef'ûl-ı mutlak olmak üzere mukadder bir fiile Mensûb kılınmıştır. Âyet-i kerîme’deki ”hattâ” mukadder bir cümleye gayedir. yaşadı ve nihayet..... |
﴾ 15 ﴿