5"İşte Onlar Rabblerinin hidâyetine mazhar olanlardır." Ve kurtuluşa erenler de işte onlardır". A "İşte Onlar Rabblerinin hidâyetine mazhar olanlardır" "Ülâike / İşte...", "Ülâike / İşte...", övülesi hasletleri anlatılanlara işarettir. Bu, onların hasletleriyle temayüz ettiklerini ve bundan dolayı da görülebilen şeyler mertebesinde düşünüldüklerini anlatır. "İşte onlar..." işâretindeki uzaklık mânâsı, onların derecelerinin ve faziletteki mertebelerinin yükseldiğini gösterir. Bu hidâyetin ne kadar muazzam bir hidâyet olduğuna işaret etmek için "Rabblerinin hidâyeti veya Rabblerinden, gelen hidâyet" şeklinde hidâyet Rabb'e izafe edilmiştir. Bu hidâyet, Yüce Allah'ın hidâyetinin ve tevfıkinin bütün çeşitlerini kapsamaktadır. B- "...Ve kurtuluşa erenler de işte onlardır". "Ülâike / İşte..." işaret isınınin tekrar edilmesi, o mutlu ve kutlu insanların, ilâhî inayete fazlası ile mazhar olduklarını, taşıdıkları o sıfatların bu iki önemli sonucu doğurduğunu, bu iki sıfattan her biriinin onları diğerlerinden ayırmak için yeterli bulunduğunu belirtmek içindir. Nitekim bu âyetin başında "ve / vav" atıf harfinin bulunması da söylediklerimizi teyid eder. Ama; "İşte onlar hayvanlar gibidir; hattâ daha da şaşkındırlar. İşte asıl gaafiller onlardır' (A'raf 7/179) meâlindeki âyette anlam farklı olduğundan, ikinci işaret isminin başında "ve / vav" atıf harfi zikredilmemiştır. Çünkü bu âyette, burada küfürde inat ve ısrar edenler hayvanlara benzetilmek suretiyle içinde bulundukları derin gaflet tescil edilmektedir. Bu itibarla ikinci işaret cümlesi birinciyi açıklamaktadır. Konumuz olan âyette ise, matlûbu elde etmeken ibaret olan felâh, hidâyetten farklı ve onun sonucu ve her ikisi de insanların varmak için yarıştığı en değerli gayeler olduğundan, âyetlerin nazmı bu suretle gerçekleşmiştir. O yüksek mertebelere erişmek ancak takva sahiblerine mahsustur, hidâyet ve tevfik Allah'tandır. Bundan önceki âyetlerde kemal sıfatlarını taşıyan, dünya ve âhırette mutluluğa eren kutlu insanların halleri anlatılmıştı. Şimdi bu âyetlerde de azgın ve inatçı kâfirlerin halleri açıklanmaktadır. |
﴾ 5 ﴿