104

"Ey imân edenler! (Yahudîlerce hakaret anlamında kullanılan) "Râinâ" demeyin; "unzurna / bize bak, bizi gözet" deyin ve dinleyin. Kâfirler için elim bir azab vardır."

A- "Ey imân edenler! "Râinâ" demeyin; "unzurna bize bak, bizi gözet" deyin ve dinleyin."

Bu hitab, mü'minlere has olup onları hayra irşad eder.

"Râinâ"nın masdarı olan murâat, ra'y'in mübalağa kipi olup başkasını gözetmek, işlerini yönetmek ve maslahatlarını düzenlemek anlamındadır. Resûlüllah Müslümanlara bir bilgi aktardığı (ilka ettiği) zaman Müslümanlar:

"- Râinâ Ya Resûlallah!" diyorlardı. Bunun anlamı:

"- Ya Resûlallah! Bizi gözet, bizi bekle, bize teenni ile (ağırca) davran ki, senin kelâmını anlayıp hıfzedelim" idi.

Yahudiler de Ibranîce veya Süryani'ce olan "râinâ" kelimesini kendi aralarında hakaret için kullanıyorlardı. Kimilerine göre bunun mânâsı,

"- Dinle; dinlemez olası!" demekti.

Yahudiler, Müslümanların bu kelimeyi kullandıklarını duyunca bunu fırsat bilerek maksatlarına onu vesile yaptılar. Böylece Yahudiler, bu kelimeden hakaret mânâsını kastederek Peygamberimize (sallallahü aleyhi ve sellem) onunla hitab etmeye başladılar.

Bir başka görüşe göre "râinâ" kelimesi, akıl hafifliği ve ahmaklık demek olan "ra'n" kökünden gelir. Buna göre, Yahudiler, Peygambere bu vasıfları nisbet etmiş oluyorlardı.

Rivâyet olunuyor ki, Şahabı Sa'd b. Ubade, bu kelimeyi Yahudilerden duyunca:

"- Ey Allah'ın düşmanları! Allah'ın lâ'neti üzerinize olsun! Nefsim kudret elinde bulunan Allah'a yemin ederim ki, sizden kimin bu kelimeyi Resûlüllah için kullandığını duyarsam, kesinlıkle onun boynunu vuracağım!" dedi.

Yahudiler:

"- Pekiyi, ama siz de bu kelimeyi kullanmıyor musunuz?" dediler.

İşte bunun üzerine bu âyet nazil oldu. Yahudilerin hileli dillerini kesmek için mü'minlerin bu kelimeyi kullanmaları yasaklandı ve aynı mânâyı ifade etmekle beraber başka bir mânânın karıştırılmasına imkân vermeyen "unzurnâ" kelimesi emredildi.

"Unzurnâ" kelimesi, bazı kıraetlere (farklı okunuşlara) göre "bizi bekle, bize zaman tanı" anlamlarına da gelmektedir,

"Ve'smeû' / Dinleyin!"den maksat şu üç hâl olabilir:

1 - Resûlüllahin size söylediklerini güzelce dinleyin, kulak verin ve dikkatinizi toplayın ki onun tekrar etmesine ve sizin daha önce yaptığınız gibi "bizi belde, bize zaman tanı (müraat)" talebine gerek kalmasın.

2- Yükümlü kılındığınız emir ve yasakları ciddiyet ve itina ile dinleyin ki, tekrar yasaklanan şeylere dönmeyin.

3- Resûlüllahin (sallallahü aleyhi ve sellem) anlattıklarını itaat ve kabul niyeti ile dinleyin. Sizin dinlemeniz, Yahudilerin dinlemesi gibi olmasın. Nitekim onlar:

"- Dinledik ve isyan ettik dediler.

B - "Kâfirler için elim bir azab vardır. Resûlüllahin; müslümanların iyi niyetle söyledikleri "râinâ" sözünü kendi küfürlerine vesile yapan, o kelimeyi Peygamberi hafife almak için kullanan Yahudiler için, cür'et ettikleri bu suçtan dolayı elem verici bir azab vardir.

Bu da daha önce geçen azab vaidlerinin bir devamı ve muhatablar için yasaklanan şeye karşı bir sakındırmadır.

104 ﴿