42

"Hani melekler şöyle demişlerdi:

"- Ey Meryem! Şüphesiz ki Allah, seni seçti (istifa etti), seni tertemiz kıldı ve seni kadınlar âleminin üstüne yüceltti."

A- "Hani melekler şöyle demişlerdi : "

Burada, İmran ailesinin seçilip üstün kılınması ile ilgili son bilgiler aktarılıyor. Daha önce İmran'in akrabalarından Zekeriyya ve Yahya'nın (aleyhisselâm) faziletlerine kısaca işaret edilmişti. Çünkü konu, her ikisinden de söz etmeyi gerektiriyordu.

Meleklerden murad, Cebrâîl’dir Daha önce bununla ilgili bazı açıklamalar yapılmıştı. Burada, İmran ailesinin seçilip üstün kılındığına delil olarak, meleklerin sözleri hatirlaühyor. Bu hatırlatmanın daha önce geçtiği hâlde tekrar edilmesi, ıstıfâ ile ilgili olarak anlatılanlara ziyadesiyle önem verildiğini belirtmek ve bir de söz konusu olayın daha önce zikredilenlerden müstakil ve ayrı olduğuna dikkatleri çekmek içindir. Gerçekten daha önce anlatılanlar, Meryem'in küçüklüklük hâllerine, bakım ve yetiştirilmesine ilişkindi. Burada zikredilenler ise, onun erginlik çağındaki hâllerine, şer'î mükellefiyetlerine ve ruhî terbiyesine dâirdir.

Bir görüşe göre, melekler, Meryem'in küçüklüğünde onunla bayağı konuştular. Bu hâl, Meryem'in kerametidir veya İsa'nın (aleyhisselâm) irhâsı (nübüvvet öncesi onun Peygamber olacağını gösteren harikulade hâllerinden)dır. Çünkü Allah'ın hiçbir kadına peygamberlik vermediği, icmâ ile sabittir.

Bir görüşe göre de, bu âyette meleklerin onunla konuşmasından maksad, onun kalbine ilham vermeleridir.

B- "Ey Meryem! Şüphesiz ki Allah, seni seçti (istifa etti), seni tertemiz kıldı ve seni kadınlar âleminin üstüne yüceltti ."

Daha tafsilâtlı bir anlatımla melekler, Meryem'e şöyle diyorlar:

"- Ey Meryem! Allah önce seni annenin bir adağı olarak hüsnü kabul ile karşıladı. Senden önce hiçbir kadını Beytü'l-Makdis hizmetine kabul etmemişti. Seni Zekeriyya'nın (aleyhisselâm) himayesinde besleyip büyüttü; cennet nimetleriyle rızıklandırdı, sana yüksek kerametler nasib etti ve seni bütün dünya kadınlarının üstüne yüceltti. Nitekim sana İsa'yı babasız olarak bağışladı. Oysa bu ayrıcalık hiçbir kadına verilmedi. Ve Allah seni ve oğlunu bütün âlemler için bir ibret ve mucize kıldı."

Şu hâlde meleklerin, Meryem'e bu söylediklerinin, onu İsâ (aleyhisselâm) ile müjdelemelerinden önce zikredilmesi, daha önce belirtildiği gibi her ikisinin birbirinden ayrı, bağımsız ve hatırlatılmaya değer büyük hâdiseler olduğuna dikkat çekmek içindir. Eğer bu iki hâdise arasında zahirî tertip gözetilmiş olsaydı, hepsinin tek bir hâdise olduğu akla gelebilirdi.

Bir görüşe göre ise, bu âyette zikredilen her iki istifadan (seçip üstün kılmadan) murad aynı mânâyı tazammun eder ve bunun tekrarlanması, tekid ve kimlerden seçilip üstün kılındığını beyân içindir.

Bu yoruma göre, nazm-i celilin tertibinde müskilât da olmaz. Çünkü o takdirde ıstıfâ,

birinci ıstıfâ için zikredilen mânâya (onun, annesinden hüsnü kabul ile kabul edilmesine) hamledilmiş;

meleklerin bu sözleri, İsâ (aleyhisselâm) ile tebşirden önce sarfedilmiş;

Meryem'in İbâdet ve taatte çokça gayret sarfeden, Allah'a (celle celâlühü) yönelmiş,

bütün varlığıyla kendini Allah'a vermiş,

beşerî hasletlerden sıyrılmış bir şahsiyet olduğu belirtilmiş olur.

42 ﴿