168

"(Resûlüm, evlerinde) oturup kardeşleri için:

"- Bize uy salardı öldürülmezlerdi!" diyenlere de ki:

"- Eğer sözünüzde sâdık (doğru) iseniz haydi kendinize gelen ölümü def edin!"

A- "(Resûlüm, evlerinde) oturup kardeşleri için :

"- Bize uy salardı öldürülmezlerdi !" diyenlere de ki (Kul):"

Bunu söyleyenler, münafıkların bası Abdullah b. Ubeyy ile adamları idi. Onlar Uhud'da savaşa katılmadan yoldan geri dönmüşler ve savaş sırasında evlerinde oturmuşlardı. Uhud savaşında şehit düşen Müslümanlar veya bu şehitlerden akrabaları olanlar hakkında:

"- Bizim yaptığımız tavsiyeleri dinlemiş ve bize uymuş olsalardı, onlar da bizim gibi sağ kalırlardı"demişlerdi.

Bu da bize bildiriyor ki, münafıklar geri dönerken, onların da geri dönmelerini ve kendileri haktan saptıkları gibi onları da saptırmak istemişlerdi.

Bir görüşe göre,

1- Evlerinde oturmaktan maksad, daha başlangıçta Medine'de savaş konusu istişare edilirken, Abdullah b. Ubeyyin bu savaş hakkındaki düşüncesidir.

2- Onlara itaatten maksad da, onun düşüncesini kabul edilip uygulamaktır.

Ancak "ve kaa'dû / oturuyorlar, oturmuşlar" cümlesinin hâl cümlesi olması, bu tefsire engeldir. Çünkü bu cümle, isyan ve muhalefet konusunu tâyin etmektedir. Kaldı ki, Abdullah b. Ubeyy de, bu mânâda evinde oturmamıştır. (Zira daha önce belirtildiği gibi Ibni Ubeyy ve arkadaşları evlerinden çıkmışlar ve sonra yoldan geri dönmüşlerdir.) Bu itibârla onların tavsiyelerinin, istişare sırasında Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) e açıkladıkları görüşe hamledilnıesi mümkün değildir.

B- "Eğer sözünüzde sâdık (doğru) iseniz haydi kendinize gelen ölümü def edin."

"- Ey Resûlüm! Sen onlara de ki:

- Eğer ilâhî takdirde öldürülmesi yazılı kimselerden ölümü engellemeye muktedir iseniz, hakkınızda özel bir sebebe veya belli bir vakte bağlı olarak yazılmış ölümü, sebebini ortadan kaldırmak suretiyle kendi nefsinizden savın. Çünkü ölüm sebeplerine karşı koyup koyamamak noktasında sızın ölümünüz ile onların ölümü arasında fark yoktur. Üstelik sizin nefsiniz, sızın için kardeşlerinizin nefsinden daha azizdir ve sizin kendi işiniz sizin için onların işinden daha önemlidir.

Hulâsa,  sizin öldürülmem eniz, bunun Allah tarafından yazılmamış olması sebebine bağlıdır; yoksa sizin iddia ettiğiniz gibi, hakkınızda ölüm yazılmış olduğu hâlde evlerinizde oturmakla ölümü önlediğiniz için değil. Zira böyle olması imkânsızdır. Hattâ bazen savaşa katılmak kurtuluş sebebi, evde oturmak ise ölüm sebebi olmaktadır.

Rivâyet olunuyor ki, münafıklar bunu söyledikleri gün kendilerinden eceliyle yetmiş kişi öldü.

Bir görüşe göre de, eğer sizi dinleyip de evlerinde kalsalardı, savaşta öldürüldükleri gibi bu defa evlerinde öldürüleceklerdi, demektir.

Bu görüşe göre, "Fedraû a'n enfüsikümü'l-mevt / Haydi kendinize gelen ölümü def edin!" cümlesi, onlarla istihza mahiyetindedir. Yani eğer sız gerçekten ölüm sebeplerini önleyen insanlar iseniz, o zaman iddianıza göre bu özel sebebi kaldırdığınız gibi, ölümün bütün sebeplerini ortadan kaldırın ki hiç ölmeyesiniz.

168 ﴿