85"Kim güzel bir işte aracılık (şefaat) ederse, ona ondan bir nasib vardır. Kim de kötü bir işte aracılık ederse ona da ondan bir nasib vardır. Allah, her şeye karşılığını verir." A- "Kim güzel bir işte aracılık (şefaat) ederse, ona ondan bir nasib vardır." Yani onun sevabından kendisine de bir nasib vardır. Bu İlâhî kelâm, Peygamber'in (sallallahü aleyhi ve sellem), mü'minleri savaşa teşvik etmesi sebebiyle savaşın sevabından kendisine de büyük bir nasib olduğunu belirtir. Şefaat, birinin dünyevî veya uhrevî herhangi bir menfaate ulaşması veya bir zarardan kurtulması için sözlü olarak aracılık yapmaktır. "Şefaat-i hasene / güzel şefaat", meşru bir işte, dünyevî herhangi bir menfaat karşılığı olmaksızın, sırf Allah'ın rızâsını umarak, bir Müslümanm hakkının gözetilmesi için aracılık yapmaktır. Peygamberin (sallallahü aleyhi ve sellem) mü'minleri cihada teşvik etmesiyle mü'minler için hâsıl olan dünyevî ve uhrevî yarardan daha büyük nasıl bir yarar olabilir ? Ve savaştan geri kalanların bu yüzden mâruz kaldıkları zarardan daha büyük nasıl bir zarar olabilir? Bir Müslümana duâ etmek de, şefaat kapsamına dahildir. Zira o da, Allah (celle celâlühü) katında şefaat etmektir. İlerde geleceği gibi selâm verip almak âyetinin ifâde ettiği hükmün sebep ve gerekçesi de budur. Rivâyete göre Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: "Bir kimse, gıyabında bir Müslüman kardeşine duâ ederse, duası kabul olur ve vazifek melek : "- Onun bir misli de sana, der !" İşte şefaatten va'dedilen nasibin izahı budur. B- "Kim de kötü bir işte aracılık ederse ona da ondan bir nasib vardır.." Kim de, önceki şefaatin aksine kötü bir işte aracılık yaparsa, sahibinin günahından bir şey eksilmeksizin, ona da eşit bir pay vardır. C- "Allah, her şeye karşılığını verir." Allah (celle celâlühü), her şeye muktedir veya şahittir. O, her şeyi koruyandır. "Mukıit" kelimesi, "kuut — gıda" kökündendir. Bilindiği gibi bedene kuvvet veren ve onu koruyan gıdadır. Her iki mânâya göre de bu cümle, mâkabk için açıklayıcı bir zeyl mahiyetindedir. Selâm verme ve almanın ehemmiyeti |
﴾ 85 ﴿