103

"Namazı bitirince, ayakta dururken, otururken ve yanlarınız üzerine yatarken Allah'ı anın! Güvene kavuşunca da namazı gereğince kılın. Şüphesiz namaz, mü'minlere vakitleri belli bir farzdır."

A- "Namazı bitirince, ayakta dururken, otururken ve yanlarınız üzerine yatarken Allah'ı anın !"

Korku namazını edâ edince, artık ayakta, otururken ve yanlarınız üzerinde yatarken, her halü kârda ve hattâ savaş sırasında, kılıçlarla vururşurken Allahü teâlâ'yı anmaya, O'nu tefekkür etmeye, O'na yakarışta bulunmaya ve O'ndan yardım dilemeye devanı edin. Nitekim diğer bir âyet-i kerîmede de meâlen şöyle buyurulur:

"Ey îmân edenler ! (Düşman) bir topluluk ile karşılaştığınız zaman sebat edin ve Allah'ı çokça anın ; umulur ki, felâha erersiniz." (Enfâl 8/45)

B- "Güvene kavuşunca da namazı gereğince kılın."

Savaş sona erdikten sonra gönlünüz korkudan sükûnet bulup sizde güven veya itmi'nan duygusu hâsıl olunca, artık vakti gelen namazı gereği gibi ta'dil-i erkân ile ve şartlarına uygun olarak kılın.

Bir görüşe göre de üç hâldeki (ayakta, otururken, yatarken) zikirden (Allah'ı anmaktan) maksad, o hallerdeki namazdır. Namaz kılmak istediğiniz zaman:

- savaşta kılıçla vuruşurken ayakta;

- ok atarken dizleriniz üzerinde;

- yaralarınız sebebiyle yanlarınız üzerinde yatarken namaz kılın.

Sonra kısmen huzura kavuştuğunuz zaman da, o sıkıntık hâllerde kılmış olduğunuz namazları kaza edin. İmam Şafiî'nin (radıyallahü anh) görüşü budur, Ancak bu tefsirin hakikatten uzak olduğu açıktır.

C- "Şüphesiz namaz, mü'minlere vakitleri belli bir farzdır."

Namaz, muvakkat (vakte bağlı) bir farzdır. Tâbiî'nden Mücâhide göre:

"Allahü teâlâ, namazı mü'minler için vakitlendirmiştir. Bundan dolayı korku hâlinde bile beyân edilen şekilde namazı kılmak lâzımdır."

Bir görüşe göre de namaz, hazarda bazıları dört rek'at olarak, seferde ise iki rek'at olarak takdir edilmiş bir farzdır. Binâenaleyh namaz, her vakitte rek'at sayısı takdir edildiği miktarda kılınmalıdır.

103 ﴿