14"Biz Hıristiyanız" diyenlerden de mîsaklarını almıştık. Onlar da kendilerine verilen öğütten nasib almayı unuttular. Biz de kıyamete kadar aralarına düşmanlık ve kin saldık. Allah, yaptıklarını yalanda kendilerine haber verecektir." A- "Biz Hıristiyanız" diyenlerden de mîsaklarını almıştık." Yahudilerden sonra burada da Hıristiyanların çirkin hareket ve hıyanetleri beyan ediliyor. "Mîsakahüm" kelimesindeki "hum / onlar" zamiri, İsrâiloğullarına da râci olabilir. Şöyle ki: "Allah'a ve Peygamberlere inanmak ve bu îmâna bağlı olarak hayır isler yapmak hususunda İsrâiloğullarından aldığımız misâkın bir benzerini de Hıristiyanlardan aldık." Dikkat edilirse "Hıristiyanlardan da mîsaklarını aldık" denmiyor; Hıristiyan olma vasfı kendi beyanları ile kendilerine nisbet ediliyor. Bu onların, "Biz, Allah'ın ensarı (yardımcıları)yız" şeklindeki sözlerinin, doğruluktan çok uzak ve uydurma olduğunu, Allahü teâlâ'ya yardımla ilgisi bulunmadığını, onların sözleri ile fiilleri arasında açık bir tezat bulunduğunu ortaya koymak içindir. Çünkü onların, Allahü teâlâ'ya yardım iddiası Allah'a (celle celâlühü) itaatte sebatı ve mîsaka riayeti gerektirir. B- "Onlar da kendilerine verilen öğütten nasib almayı unuttular." Hıristiyan olduklarını söyleyenler de, kendilerinden mîsak alındıktan hemen sonra, hiç zaman geçirmeden, Allahü teâlâ'ya îmânı; - diğer konularda kendilerine verilen öğütlerin önemli bir bölümünü unuttular. Diğer bir görüşe göre, onların unuttukları, Muhammed (sallallahü aleyhi ve sellem) e îmâna ilişkin İncil'de yazılmış olanlardı. İşte onlar, bunu arkalarına attılar ve nefsanî arzularına uydular; sonra da, şeytanın yardımcıları olarak Nestûrîler, Yakubîler ve Melkânîler gibi çeşitli fırkalara ayrıldılar. C- "Biz de kıyamete kadar aralarına düşmanlık ve kin saldık." Onlar çeşitli fırkalara bölünmelerine sebep olan nefsanî arzularının ve bâtıl fikirlerinin gereği olarak, kıyamete kadar birbirlerine düşmanlık ve kin besleyeceklerdir. Diğer bir görüşe göre ise, "beynehüm" kelimesindeki "hüm/ onlar" zamiri, Yahudilerle Fiıristiyanlar içindir. Yani Biz kıyamete kadar Yahudilerle Hıristiyanlar arasına düşmanlık ve kin saldık. Ç- "Allah, yaptıklarım yakında kendilerine haber verecektir." Bu kelâm, ceza ve azabın şiddetli bir va'didir. Tıpkı bir kimsenin, ceza va'dettiği biri için "yaptığını yakında sana haber vereceğim" demesi gibi. Yani Allah (celle celâlühü), onların, - misâkı bozmak, - kendilerine verilen öğütlerin önemli bir bölümünü unutmak gibi sürekli yaptıklarının cezasını verecektir. Burada da ism-i celilin zahir olarak zikredilmesi, ceza va'dıni ağırlaştırmak, mehabeti arttırmak ve kalblere korku salmak içindir. Cezalandırmak yerine yaptıklarını haber vermek ifadesinin tercihi, onların, işlediklerinin hakikatini ve azabı mûcib olduğunu bilmediklerine dikkat çekmek içindir, |
﴾ 14 ﴿