67

"Ey Resul, Rabb'ından sana indirileni tebliğ et! Eğer bunu yapmazsan O'nun risâleüni tebliğ etmemiş olursun. Allah, seni insanlardan, koruyacaktır. Şüphesiz ki Allah, kâfirler topluluğuna hidayet etmez."

A- "Ey Resul, Rabb'ından sana indirileni tebliğ et."

Peygamberimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) e Resul unvanıyle nida edilmesi,

hem teşrif,

hem de, kendisine vahyedileni tebliğin bu unvanın gereği olduğunu bildirmek içindir.

Demek istenen şudur:

"- Ey Resûlüm Muhammed! İşlerinin inakla olan, seni, lâyık olduğun kemale erdiren Rabb'ından sana indirilmiş olan bütün hükümleri ve her ne olursa olsun, o hükümlerle ilgili olan her şeyi insanlara tebliğ et. Bu görevinde hiçbir kimsenin hatırını gözetme ve sana bir fenalık gelmesinden de asla korkma!"

"Min Rabbik / Rabb'ından" ifadesi, Allahü teâlâ'nın, Peygamberimizi (sallallahü aleyhi ve sellem) koruyacağına, murakabe edeceğine zımnî bir va'ddir.

B- "Eğer bunu yapmazsan O'nun risâleüni tebliğ etmemiş olursun."

Eğer tebliğe memur olduğun her şeyi tebliğ etmezsen, O'nun risâlet veya elçiliğinı yapmamış olursun" ifadesinden anlaşılan dinî hükümlerle ilgisi olmayan gizli sırların insanlara ifşa edilmesi değildir.

Daha ayrın tık ifade etmek gerekirse mânâ şudur:

Eğer sana indirilmiş olan hükümleri ve onlarla ilgili her şeyi insanlara duyurmazsan, O'nun elçiliğinden hiçbir şeyi duyurmamış ve şereflendiril eliğin rısalet unvanından sıyrılmış olursun. Çünkü sana indirilmiş olanların bir kısmı, diğerlerinden öncelikli değildir. Bu itibarla risaletin bir kısmını ifa etmezsen, onu tamamıyle ihmal etmiş gibi olursun. Nasıl ki, onların bir kısmına iman etmeyen, tamamına iman etmemiş sayılır. Çünkü onların her biri, diğerinin götürdüğü sonuca götürür. İşte bundan dolayı da hepsi bir şey hükmündedir. Ve hiç şüphesiz bir şey, eğer tamamıyle tebliğ edilmemişse, o tebliğ edilmemiş ve bir şeyin tamamına iman edilmemişse, ona iman edilmemiştir.

Bir de, tebliğ edilecek şeylerin bir kısmını gizlemek, tebliğ edilen kısmı da zayi etmek sayılır. Tıpkı namazın bazı rükünlerini terk etmek gibi. Zira bir kısmının tebliğ edilmemesi, umumî davete halel getirir.

Diğer bir görüşe göre bu ifade,

" sanki bütün insanları öldürmüş gibi olur." (Mâide 5/32) âyeti kabilindendir. Yani hepsini gizlemek ile tamamını gizlemek, şeni olmak ve azabı gerektirmek noktasında birdir.

Bir kırâete göre "fema belâğte risaletehu / O'nun risâletini tebliğ etmemiş olursun" ibaresi "fe-mâ belağte risâlatî / Benim risaletımı tebliğ etmemiş olursun" şeklinde okunmuştur.

Rivâyete göre İbn Abbâs (radıyallahü anh) bu âyeti şöyle okumuştur:

"İn ketemte âyeten lem tübelkğ risâlatî / bir âyeti gizlersen, risale tımı tebliğ etmemiş olursun."

Rivâyete göre Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) da şöyle buyurmuştur:

"Allah, beni risaletiyle gönderdi. Ben ise, kendimi buna muktedir görmedim. Bunun üzerine Allah bana vahiy buyurdu ki, eğer Benim risale timi tebliğ etmezsen, sana azap edeceğim. Ve Allah, beni koruyacağını tekeffül buyurdu, işte bu bana kuvvet verdi"

C- "Allah, seni insanlardan koruyacaktır."

İste bu cümle de bu hakikati belirtmekl beraber, Peygamberi her türlü tehlikeden korumayı va'd ve muhaliflerinin düşmanlıklarına ve şer planlarına aldırmadan tebliğ emrini gerçekleştirmek için çaba harcamaya sevkeder.

Enes b. Mâlik'ten ((radıyallahü anh) öl. 713) rivâyet olunduğuna göre:

"Bu âyet nazil oluncaya kadar Peygamberimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) in muhafızları vardı. Nihayet bu âyet inince, Peygamberimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) mübarek başını içinde bulunduğu deri çadırdan dışarı çıkarıp:

"- Haydi gidin ey insanlar! Artık Allah beni insanlardan koruyacaktır" buyurdu."

Ç- "Şüphesiz ki Allah, kâfirler topluluğuna hidayet etmez."

Bu, Allahü teâlâ'nın Peygamberimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) i korumasının sebebini açıklar. Bunun anlamı şudur:

"- Onlar ne kadar isteseler de sana zarar veremezler."

67 ﴿