6

"Onlar görmezler mi kendilerinden önceki nesil (karn)lerden nicesini helâk ettik. Yeryüzünde size vermediğimiz yerleri onlara vermiştik; üzerlerine gökten bol bol yağmur göndermiştik ve altlarından akan ırmaklar var etmiştik. Sonra günahları yüzünden onları helâk ediverdik de, kendilerinden sonra başka nesiller meydana getirdik."

A- "Onlar görmezler mi kendilerinden önceki nesil (karn)lerden nicesini helâk ettik."

Bu istinafı kelâm, bundan önce ceza va'di olarak geçen haberlerden neyin kasdedildiğini ve onun geleceğini şâhid ikamesi yoluyla (bi tarikı'l -istişhad) açıklar. Buradaki istifham-ı inkârı, rü'yet (gözle müşahede) suretiyle değil, irfanı olarak, kalben görme anlamındadır.

"Karn", bir asrın insanları demektir. Bu insanlar, uzun bir zaman dilimi içinde yaşadıkları için böyle ifade edilmistir. Nitekim Peygamberimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) bir hadislerinde şöyle buyururlar:

" Karnlerin en hayırlısı benim kantinidir; sonra onu velyeden (arkasından gelen)ler.., "15

Diğer bir görüşe göre ise, karn, uzun bir zaman dilimi demektir. Buna göre bir muzaf mahzûftûr. Yani bir ehl-i karn (asır ehli) demektir.

Onlar, eski kavimlerden kalma tarihî eserleri görmediler mi ve onların baslarına gelenleri duymadılar mı?

B- "Yeryüzünde size vermediğimiz yerleri onlara vermiştik; "

Bu istinafı kelâm, helâk etmenin keyfiyetini ve onun evveliyatını açıklamakla beraber "bu nasıl olmuştu?" sualine cevab teşkil eder.

C- "Üzerlerine gökten bol bol yağmur göndermiştik ve altlarından akan ırmaklar var etmiştik. Sonra günahları yüzünden onları helâk ediverdik de kendilerinden sonra başka nesiller meydana getirdik."

Burada, sema yağmur, yahut yağmur bulutları, yahut yağmur bulutlarının gölgeleri demektir. Çünkü bunlar da yağmurun başlangıcıdır.

"Ve cea'lne'l-enhara tecrî min tahtihim / Altlarından akan ırmaklar var etmiştik" cümlesi, bu ırmakların, kendilerinin emrine musalıhar kılındığına ve sürekli olarak aktıklarına delâlet eder.

Yanı Biz, Mekke halkına vermediğimiz,

gelişmiş bedenleri,

uzun ömürleri,

büyük servetleri,

menfaatleri celb ve zararları def için zahiren gerekli bütün dünyevî imkânları onlara vermiştik. Ama sonunda onlar yine yapacaklarını yaptılar. Bunun üzerine Biz de, o nesilleri kendi günahları yüzünden helâk ettik. Böylece onların bunca dünyevî hazırlıkları ve imkânları kendilerine fayda vermedi. İşte onların başına gelen azab, bunların başına da gelecektir.

Gördüğün gibi bu cümle, burada misal ve ibret için söylenenlerin sonudur. "Ve ense'na min ba'di İtim karnen âharîn / kendilerinden sonra başka nesiller meydana getirdik" cümlesi ise, Allahü teâlâ'nın,

sonsuz kudretini,

hakimiyetinin genişliğini,

söz konusu ümmetlerin helâk olmasının, O'nun hükümranlığından hiçbir şey eksiltmediğini,

fakat her bir ümmeti helâk ettikten sonra yerine başkasını getirdiğim beyan içindir.

6 ﴿