9

"Eğer onu (Peygamberi) bir melek kılsaydık, onu muhakkak bir adam suretinde yapardık ve onları yine düştükleri şüpheye düşürürdük."

A- "Eğer onu (Peygamberi) bir melek kils aydık onu muhakkak bir adam (recül) suretinde yapardık."

Bu âyet de, onların teklifinin ikinci şıkkına işaret eder.

Bu zamir, makamın da yardımıyla kelâmın Hulâsasından anlaşıldığı gibi nezîre (Peygambere) râcidir.

Eğer bu zamir, meleğe râci olsaydı, "ceaie / kılmak" fiilinin mef ûlleri tersine sıralansaydı ve "eğer meleği nezir kılsaydik, muhakkak onu bir adam suretinde yapardık" şeklinde bir ifade kullanılmış olsaydı yine maksad anlaşılmış olurdu.

Ancak ınevcud ifadenin tercih edilmiş olması, şu hakikati tesbit etmek içindir:

Birinci "ceaie / kılmak" fiilinin farz ve takdir konusunda söylenmesinin ve ikinci ceaie fiilini gerektirmesinin esası, nezîrin melek olmasıdır; yoksa meleğin nezir olması değildir. Çünkü ceaie fiilinin birinci mefulü (tümleci) mübtedea (özne), ikincisi de haber (yüklem) hükmündedir.

Yanı eğer onların söyledikleri gibi nezîri melek veya melekten bir nezir yapmış olsaydık, Biz yine o meleği bir adam (recül), bir er kişi suretinde gönderirdik. Çünkü daha önce belirtildiği gibi insanlar, meleğe asıl şekliyle bakmaya güç yetiremezler.

Genel olarak kadın veya erkek bir beşer (insan) değil de fakat bir erkeğin tercihi, bu kılmanın hakikati değiştirmek için değil fakat temsil için olduğunu gösterir.

B- "..Ve onları yine düştükleri şüpheye düşürürdük."

Bir konuda insanları lebs etmek, onları o konuda şüpheye düşürmek ve o konuyu kendileri için müşkül hale getirmektir. Lebs kelimesinin aslı, elbise ile örtmektir.

Yani Biz o meleği bir adam olarak temsil etmekle, kendi nefislerini düşürecekleri şüpheye onları düşürürdük. O zaman da onlar:

"- Sen ancak bir insansın; melek değilsin!" diyeceklerdi.

Eğer onun melek olduğuna, Kur’ân'ın âyetleriyle veya başka mucizelerle delil getirilseydi, muhakkak onlar, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) i yalanladıkları gibi delili de yalanlayacaklardı.

Eğer melek onlara ask suretiyle gösterilseydi, meleğin gerçek suretine bakamayacaklardı.

Bu kelâm, nezîr (Peygamber)in melek kılınmasının imkânsızlığını tekid eder ve özetle mânâsı şöyledir:

Eğer Biz bunu yapsaydık, Bizim şânımıza layık olmayan bir şeyi yapmış, onları şüpheye düşürmüş olurduk.

9 ﴿