11"(Resûlüm) de ki (Kul): "- Yeryüzünde dolaşın, sonra tekzib eden (yalanlayan / mükez-zib) lerin sonlarının nasıl olduğuna bir bakın." Bundan önce eski ümmetlerin yaptıkları ve bu yüzden onların başlarına gelenler beyan edilmişti. Burada da kavmini uyarması ve çirkin hallerini kendilerine hatırlatması için Resûlüllah'a (sallallahü aleyhi ve sellem) hitab ediliyor. Bundan amaç, onları içinde bulundukları hallerden sakındırmak, teselliyi ikmal etmek, bir de bunlar zımnında şu ince hakikati bildirmektir: "Eski ümmetlerin başlarına gelenlerin onların başlarına da gelebileceği." Nitekim Allahü teâlâ, Bedir günü bu va'dini gerçekleştirmiştir. O ümmetlerin hallerini öğrenmek için yeryüzünde gezin, dolaşın sonra da Peygamberleri yalanlayanların sonlarının nasıl olduğuna bir bakın ve bu vaakla üzerinde düşünün. "Sümme/sonra" kelimesi, Ya helâk olanların eserlerini düşünmek, ancak gezi sonrası yurda avdetle mümkün olduğu için, Ya da vücûb mertebelerinin aralarındaki farklılığı göstermek için kullanılmıştır. 1-Gezip dolaşmanın gerekliliği (vücûbu), ancak düşünmeye vesile olduğu içindir. Nitekim Al-ı İmrân (3) sûresinin 137. âyetinde "sümme / sonra" kelimesi yerine "f " harfi ile atf yapılması da bunu teyid eder. Zahir olan görüş budur. 2-"Sîrû fi'l-ardzk / yeryüzünde seyredin, gezin, dolaşın" emri ticaret ve benzeri amaçlar için gezinin mubah olduğunu belirtmek, "Ünzurû keyfe kâne / nasıl olduğuna nazar edin, bakın, düşünün" emri de, eski milletlerin tarihî eserlerini incelemenin vâcib olduğunu bildirmek ve nihayet vacib ile mubahı birbirinden ayırmak içindir. Ancak bu görüş, bu makama münasib değildir.  | 
	
﴾ 11 ﴿