34"Onlar (mü'minleri) Mescid-i Haram'dan men edip dururken Allah, onlara niçin azab etmeyecek? Onlar onun mütevelk (koruyucuları, hizmetli) leri de değildir. Onun mütevellileri takva sahiblerinden başkası değildir. Ama onların çokları bunu bilmezler." Bundan önce, o kâfirlere azab edilmesine engel sebebin, kendi cihetlerinden olmadığı beyân edikilişti. Şimdi bu âyette de onların niçin azaba müstahak oldukları belirtiliyor. Onların azab edilmelerine engel sebeb ortadan kalktıktan sonra buna ne mani olabilir? Ve onlar, mü'minleri Mescid-i Haram'dan men edip dururken nasıl cezalandırılmazlar? Ezcümle onlar, Resûlüllah'ı (sallallahü aleyhi ve sellem) Mekke'den hicrete zorladılar ve Hudeybiyye andlaşmasının yapıldığı yıl da Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile mü'minleri Mescid-i Haram'ı ziyareretten men ettiler. Oysa onlar, Mescid-i Haram'ın mütevellileri değildir. Bu da onların yaptıklarının son derece çirkin olduğunu gösterir. Onların Mescid-i Haram üzerinde tevliyete ilşkin hiçbir hakları yoktur. Bu ilâhî kelâm, Mekke müşriklerinin, "- Biz, Beytullah'ın mütevellileriyiz; istediğimize engel oluruz ve istediğimizi, de buraya sokarız" seklindeki sözlerini reddeder. Mescid-i Haram'ın mütevellileri, şirkten sakınanlar, Mescid-i Haram da Allahü teâlâ'dan başkasına ibadet etmeyenlerdir. Fakat onların çoğu, Mescid-i Haram üzerinde velayetleri olmadığını bilmez. "Onların çoğu "sözü, onlardan bazılarının bu hakikati bildiklerine, fakat inatla bu hakkı teslim etmediklerine işarettir. Diğer bir görüşe göre ise, onların çoğundan maksad tamamıdır. Nasıl kı kimi yerde zikredilen azdan, yok mânâsı kasdedihr. |
﴾ 34 ﴿